Bu gurur Halkbank ailesinin





Son yılların voleybolda yükselişte olan takımı Halkbank. 
 
Başarıya aç bir kulüp. Türk voleybolunun lokomotifi desek yalan olmaz herhalde. 
1992-1996 yılları arasında elde ettiği lig şampiyonlukları ile başkent voleyboluna önemli katkı sağlayan mavi beyazlılar bu yıl ise değim yerindeyse hem Avrupa’da hem de Türkiye’de ‘Fırtına gibi esiyor.’  
 
Oluşturduğu kadro ile bir anda dikkatleri üzerine çeken ve lige iyi bir başlangıç yapamayan Halkbank, özellikle CEV Cup’ta oynadığı maçlar sonrasında yükselişe geçti. Türkiye’ye oldukça uzak Venezuellla’dan Luis Diaz,  Mısır Milli Takım oyuncusu Ahmed Abdelhay ve ABD milli takımının yıldız oyuncusu William Read Priddy takımın yabancı transferleri. Menajer Ahmet Kavaz’ın değimiyle “Birleşmiş Milletler gibiyiz” söylemi doğru olsa gerek.  Yerli transferlerde ise pasör Hüseyin Koç, libero Nuri Şahin, smaçör Emre Batur. 
 
Maç oynadıkça istatistikleri yukarı çeken ve kazanma ruhunu sahaya yansıtan oyuncuların hırsı her şeyi anlatıyor aslında. CEV CUP’ta engelleri sırasıyla aşan Halkbank, Türkiye Kupası ve Acıbadem Erkekler Liginde de hedefine emin adımlarla yürüyor. 
 
Avrupa’nın önemli takımlarını bu kupada saf dışı bırakan temsilcimiz bazı önemli otoriteleri de şaşkına çevirmedi değil. 
 
Başkent ekibinin ikinci turda elediği Polonya temsilcisi Delecta Bydgoszcz kendi liginde zirveyi zorluyor. Üçüncü turda Rusya temsilcisi Iskra Odintsova’yı eleyen Halkbank, kupanın yarı finalinde Lokomativ Kharkiv’i iki maçta da 3-0 yenerek finale adını yazdırdı. Rus ekolünün iki önemli takımını bu zorlu maratonda saf dışı bırakmak öyle kolay olacak bir şey değil. 
 
Şimdi final ve şölen zamanı. Şimdi Ankaralı voleybol severlerin salonu doldurma zamanı. İlk maçı deplasmanda oynayacak olan Halkbank’a destek zamanı.
 
Ankara tarihinde ilk kez Avrupa kupasına bu kadar yakın.
 
Ankara bu başarıya aç. Hele hele erkek voleybolunun gelişimi için bu final hayati önem taşımakta. Bu önemli müsabakayı iyi değerlendirip kupanın Türkiye’de kalmasını sağlamalıyız. Basınıyla, yöneticisiyle, sporcusu, antrenörüyle ve en önemlisi taraftarıyla bu takıma sahip çıkmalıyız. 
 
Bülent Karadaş
 
 



Haberi Paylaş

Comments are closed.