Dünya Ligi ve tatil

Merhaba birazdan okuyacaklarınız uzun yıllar sonra tatile çımış, ilk kez çıktığı yurtdışı tatilinde de yine bir voleybol maçına gitmeyi başarmış bir sporcunun gözüne takılanlar olacak.

10-11 Haziran tarihlerinde Finlandiya’nın Lahti kentinde Finlandiya – Arjantin takımları arasındaki erkekler Dünya Ligi maçlarını seyretme şansım oldu. Bu 2 takımda da Türkiye’den tanıdık yüzler vardı, hem antrenör hem de oyuncu olarak.

Tribüne ilk oturduğum andan itibaren orada yabancı olduğum, etrafımdaki bütün kızların sarışın mavi gözlü ve minik şortlu oluşundan anlaşılıyordu zaten…

Tribünlerdeki binlerce Finlandiya taraftarının bir tiyatro seyreder gibi maça bakmaları, rakip takımın oyuncularını alkışlamaları, salonu 15 dakikada doldurup 3 dakikada boşaltabilmeleri karşısında bu ülke insanına olan şaşkınlığım bir kat daha arttı. Hiç bize göre bir ülke değil Finlandiya şimdiden söyleyeyim. Cadde boş olsa da yayaların kırmızı ışıkta beklemeleri, indirimden bihaber olmaları, 24 saat boyunca kararmayan havaları ve her an yanımdan geçen güzel kızlardan dolayı, tavsiye etmiyorum bu ülkeye olan ziyareti.

Maçlara gelince çekişmeli geçen ilk maçı 3-2 Arjantin kazandı. Maç uzadıkça benim de keyfim arttı çünkü Arjantin Milli takım pasörü DE CECO’nun seyrine doyulmadı ilk maçta. Çok genç olmasına rağmen çok soğukkanlı, mütevazı ve bir o kadar da lider süper; bir pasör. Uzun yıllar adını en yukarılarda duyacağımız bir yıldız olacak bence.

2. maçı da ilk günkü oyunun sonunda beklediğimiz gibi Arjantin kazandı fakat bu sefer daha rahat ve net bi skorla 3-0.

Arjantin Milli Takımı, ülkesinin insanları gibi sıcak kanlı, mücadeleci ve tıpkı dansları gibi göze hoş gelen bir voleybol oynuyor. Benim gibi takımını hızlı oynatmayı seven bir pasor için de böyle oynayan bir takımı seyretmekte büyük keyif oluyor. DE CECO, FACUNDO CONTE RODRIGO QUIROGA, gibi geleceğin yıldızlarını canlı seyretme fırsatı bulduğum için de çok mutlu oldum. Bu sezon bu 3 oyuncuyu da İtalya Ligi’nde izleyeceğiz.

Geçtiğimiz sezon Fenerbahçe’nin antrenörlüğünü yapan Castellani, Finlandiya Milli takımıyla istediği sonuçlar alamamasına rağmen finaller için hala ümitli. Castellani’yi hem Türkiye’de hem de Finlandiya’da izlemiş biri olarak söyleyebileceğim, onun Finlandiya Milli Takımı başında çok daha sakin ve çok daha hareketsiz olduğu.

Diğer tarafta ise yine Türkiye’den tanıdığımız Ziraat Bankası’nın eski antrenörü Juan Manuel Barrial vardı; Arjantin Milli takımı yardımcı antrenörü olarak. Juan ise Türkiye’deki görüntüsüyle aynıydı, oyunu her zaman sahadaki oyuncularıyla aynı heyecanda oynayan ama bir o kadar da sakin kalmayı başaran bir görüntüsü vardı. (Yardımcı antrenör oldugu için kucağındaki bilgisayarın heyecandan birkaç kez yere düşürme tehlikesi geçirdiğini saymazsak) sahaya bu kadar yakışan ve oyuncularıyla bu kadar iyi anlaşan bir antrenörü umarım tekrardan Türkiye de izleme şansımız olur.

Son olarak söylemek istediğim ister Dünya Ligi Finali olsun; ister mahalledeki gazozuna yaptığınız maçı olsun bir sporcu için dışarıdan izlemek her zaman çok zor…

Diğer bir taraftan da bir sporcu için diğer sporcular çalışıp idmana giderken, video saatini beklerken, aynı anda yemeğe oturup aynı kıyafetleri giyerken, her şeyiyle serbest olup tatil yapabilmek, canı ne isterse onu giyip yiyebilmek müthiş keyifli…

ARJANTİN TARAFTARI OLDUĞUM ÇOK BELLİ OLMADI İNŞALLAH…

Herkese sevgiler

Pelin Çelik

 


Haberi Paylaş

Comments are closed.