Ligin kalburüstü ekiplerinden Ziraat Bankası’nı net bir skorla yenen Fenerbahçe Erkek takımı, taraftarından adeta üvey evlat muamelesi görüyor. Salondaki sarı lacivertli taraftar sayısına bakanlar, Fenerbahçelilerin bir erkek voleybol takımı olduğunu unuttuğunu düşündü. Kendi sahasında rakip takımın yarısı kadar dahi taraftar toplayamayan sarı lacivertliler, üst üste üçüncü maçını kazandı kazanmasına ama, taraftarının bu ilgisizliği Fenerbahçe’nin daha yukarılara çıkmasının önündeki en büyük engellerden biri olacak gibi görünüyor.
Düşündüğünü uyguladı artı
Fenerbahçe’nin temel oyun planı, servisleri manşette sıkıntı yaşayacağını düşündüğü Fırat Ezel Filiz’in üzerine yıkmak, rakibin açık ya da zayıf hücumlarını ise blokta durdurarak veya yavaşlatarak ikinci toplarda hızlı hücumlarla sonuca gitmekten ibaretti. Buna karşın Ziraat Bankası, takım oyunu oynama adına belirli bir adrese servis atmayı düşünmedi maç boyunca. Zaman zaman önde manşet alan smaçörleri file dibine yönlendirip hücumu ters tarafa zorlamak istese de Ankara ekibinin tüm oyuncuları, servis çizgisinin gerisinde beklenen performansı bir türlü gösteremedi. Maç boyunca 18 servis kaçıran Ziraat Bankası’nın hücum temposu da beklenenden bir hayli geride kaldı. Maçı net bir skorla kazanan Fenerbahçe’nin düşündüklerini uygulamasının üzerine Ziraat’in üçüncü setin son bölümü hariç hiçbir planını sahaya yansıtamaması, sonucu belirleyen temel unsurlardı.
Fenerbahçe’de denge hala oturmuş değil. Zira erkek voleybolunda 25-8 kazanılan bir set sonrası inanılmaz hatalara imza atarak 21-25 kaybedilen bölüm, takımın hala belirli bir çizgide olmadığının en büyük göstergesi. İlk iki sette kendi hatalarından rakibe sadece 7 sayı veren sarı lacivertliler, üçüncü sette bu rakamı aştı (8) ve bir anlamda kendi sonunu hazırlamış oldu.
Maçın en skoreri (20 sayı) Wouter Ter Maat’a rağmen sahanın yıldızı Salvador Hidalgo idi. Kübalı smaçör, servis çizgisinin gerisinden Ankara ekibine sürekli acı çektirdi. Hidalgo’nun 3 servis sayısının yanı sıra hücumdaki üst düzey performansı ve defanstaki refleks tabanlı çabası, Fenerbahçe’nin son transferinin yıldızını parlattı. Fenerbahçe adına öne çıkan diğer isimler ise sahanın en tecrübelisi Ulaş Kıyak ve Emre Batur oldu. Üçüncü setteki basit hatalarına rağmen özellikle ilk iki sette adeta resital veren Kıyak, ilerlemiş yaşına ve çok üst düzey olmayan fizik kapasitesine rağmen genç oyunculara taş çıkarırcasına hücum yaptı (5/5) ve 2 de blok sayısı üretti. Toplamda 8 sayı üreten deneyimli pasör, rakip takımda Michal Finger ve Vahit Emre Savaş haricinde herkesten daha skorerdi. Batur ise %56 ile hücum etti ve sahanın en çok blok sayısı üreten (6) ismi oldu. Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi orta oyuncusu olma unvanına en yakın isim olan Batur, takımı adına sezonun en iyi transferi olarak göze çarpmaya devam ediyor. Kevin Klinkenberg ise manşette yaşadığı sıkıntıya rağmen hücumdaki performansı ile takımdaki sistemi ileten dişli misali görev adamı rolündeydi. Bütün bunların ötesinde Fenerbahçe’nin maç boyu çok iyi defans yapması, üzerine üstlük defanstan çıkardığı toplara %50’nin üzerinde hücum etmesi, sarı lacivertlilerde önemli faktörlerdendi.
Ziraat Bankası’nda ise ilk iki sette biraz Finger vardı sahada, biraz da Savaş. Aslen bu iki oyuncu, maç genelinde Fenerbahçe’ye direnebilen isimlerdi. Ancak voleybol gibi üst düzey takım performansı gerektiren bir spor dalında iki oyuncu ile maç kazanmak, bu seviyede pek mümkün görünmüyor. Ankara ekibinin kazandığı sette Nikola Jovovic’in hırsıyla ateşlediği Fingar ve Savaş başı çekmiş, maç boyu sahada görünmeyen Farhad Ghaemi idare ederken oyuna sonradan dahil olan Yunus Emre Tayaz da iyi bir performans göstermişti. Ancak gerek Filiz, gerekse Enes Atlı’nın üçüncü köşe rolünde bekleneni verememesinin üzerine İranlı takım kaptanının da beklenenden çok uzak bir performans ortaya koyması, Ziraat Bankası adına çalan alarm zilleriydi. Ankara ekibinin kazandığı seti hiç dikkate almadan mevcut formasyonu daha üst düzeye çıkaracak bir tempo yakalaması şart. Aksi takdirde Ziraat Bankası’nın sezonu, beklediğinden daha kısa sürede sonlanacak gibi görünüyor.
Çok kısa bir periyot haricinde bekleneni veremeyen Ziraat Bankası, tarihi bir farkla kaybettiği ikinci sette sahada yoktu adeta. Ankara temsilcisinin genç takımı sahaya çıksa, inanın bundan daha farklı bir skor çıkmazdı ortaya. İlk seti düşünecek olursanız da manşet getiremeyen ve bunun sonucunda hücum edemeyen bir takım gelir aklınıza. Koray Şahin ve Emre Savaş gibi yüksek kapasiteli orta oyunculara sahip bir takımın yaptığı 22 hücumda sadece 2 kez ortayı düşün(ebil)mesi, resmin bütünü hakkında da fikir veriyor izleyenlere.
Tavancı kardeşlerime
Maç öncesi filede ısınma anları. Fenerbahçe kadrosunda yer alan genç kardeşlerimiz, pasörlerinin file üzerine attığı topları adeta filenin dibine vurup eskilerin tabiriyle “Tavan çekiyorlar”. Belli bir fizik kapasiteniz ve sıçrama gücünüz varsa bunu yapmak hiç de zor değildir. Ayrıca seyir zevki çok yüksektir ve oyuncuya kendine güven aşılar. Ancak bunun tek ince noktası, karşıda bir blok olmamasıdır. Bu nedenle maç anında bunu yapmak pek mümkün olmaz. Aksi takdirde yine eskilerin tabiriyle “Ağza blok yeme” ihtimali çok yüksektir. Bu nedenle maç öncesi ısınmasını maç anındaki hareketlere göre yapmak gerekir. Oyuncu kardeşlerime naçizane tavsiyem, ısınma anında smaç vururken kollarını açarak 8.5-9 metre civarını hedeflemeleridir. Antrenörleri bu hususu belirtiyorlar mı bilemem ancak kendileri için faydalı olan budur.
Bu kadar itiraz oyunu bozar
Bu köşeyi devamlı takip edenler, Görüntülü Değerlendirme Sistemi (GDS) uygulanmaya başladığından beri hakem eleştirilerini azalttığımızın farkındadır. Bugünkü maçta da çok sayıda GDS itirazına tanık olduk. GDS ile ilgili hakem kararları hakkında aşağıdaki matematiksel formülü uygulayabiliriz.
– Bir maçta uygulanan GDS sayısı ne kadar artarsa, hakemlerin yönetim kalitesi o denli düşer.
Bu maç özelinde ise GDS’ye başvuru sayısının artması bir yana, GDS sonucu uygulanan kararlar da tartışmaya çok açıktı. Doğal olarak bu durum, maçı olması gerekenden fazla durdurarak seyir zevkini ve kalitesini düşürdü. Anlaşılan o ki, hakemler sistem üzerinde bir standart yakalayıp hakimiyeti sağlayana dek GDS tartışmaları pek bitecek gibi görünmüyor.
Bunun haricinde göze çarpan tek hata, baş hakem İlhami Şenyurt’un üçüncü setin sonunda Ulaş Kıyak’ın attığı çift vuruş pasa devam demesi oldu. Ziraat Bankası oyuncuları ve kenar yönetimi bu duruma haklı olarak itiraz ettiyse de Şenyurt’un kararı değişmedi.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.