Ebru Ceylan’ı tanıyalım…

İller Bankası altyapısından yetişerek A takıma yükselen Ebru Ceylan ile küçük bir söyleşi gerçekleştirdik. İşte genç oyuncu hakkında merak edilenler…


-Öncelikle kendinizden bahsedebilir misiniz? Voleybola nasıl başladınız?

1987 Ankara doğumluyum. Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu son sınıf öğrencisiyim. Voleybola 14 yaşımda beden eğitimi öğretmenimin ısrarı ve yardımlarıyla başladım. Yaşıtlarıma oranla bir hayli geç başlamama rağmen aradaki açığı antrenörlerimin de bana olan inancı ve yardımlarıyla kısa sürede kapattım. İlk kulübüm olan İller Bankası’nda 3 sene alt yapıda bulunduktan sonra yine İller Bankası’nın A takımında da 7 sezon oynadım.

-Yeni sezon için planlarınız nelerdir?
İller Bankası’yla yollarımız ayrıldı. Smaçör olarak da libero olarak da görüşmelerim devam ediyor ama henüz karara bağlanmış somut bir şeyler yok.

-Voleybol sizin için ne ifade ediyor?
Voleybol hayatımın içinde olması gereken beni mutlu eden, rahatlatan, içinde kendimi bulduğum başka bir dünya..

-Yurt dışında oynamayı düşünür musunuz?
Elbette şartlar olumlu olduğu takdirde neden olmasın.

-Unutamadığınız bir maç var mı?
Aslında unutamadığım bugün bile hatırladığımda aynı heyecanı yaşadığım onlarca maç var. Ama sanırım en çok etkilendiklerim şöyle sıralayabilirim. Voleybola ilk başladığım sene Halide Edip Lisesi olarak Porto Riko’da Dünya Şampiyonasında oynadığım ilk maçtaki o heyecanı dün gibi hatırlıyorum. İzmir’de 2-0 mağlupken 3-2 kazandığımız Karşıyaka maçını, 2 sezon önce kazandığımız 3-0lık Galatasaray maçını ve 2 sezondur oynadığımız playoff maçlarını..

-Sahada size özel bir lakabınız var mı?
Özel olarak olmasa da senelerdir birlikte oynadığım çok yakın arkadaşlarım ceylan, kanguru, prenses diye hitap ederler  sanırım benim tercihim prensesten yana 

-Ailenizin voleybola bakış açısı nasıl?
Bu sporla uğraşırken verdiğim mücadeleyi, yaşadığım mutluluğu, aldığım hazzı en yakından bilen ve hisseden ailem her konuda olduğu gibi bu konuda da benimle bütünleştiler. Bir an olsun bana olan inançlarını kaybetmediler. Güvenimi, hırsımı, azmimi, inancımı onların sevgisinden alıyorum.

-Örnek aldığınız voleybolcu var mı?
Natasa Osmokrovic ‘in sporculuğunu, tekniğini, sahadaki duruşunu, özgüvenini gerçekten çok beğeniyorum.

-Voleybol dışında neler yapıyorsun?
Ben film izlemekten ve sevdiğim insanlarla vakit geçirmekten çok keyif alıyorum. Karakterlerini hissederek, yaşayarak okuduğum kitaplardan da.. Voleybol dışında da zamanımı bunlara ayırıyorum.

-Son olarak ne söylemek istersin?
Varlığını yanımda hissettiğim herkese ve bu güzel sohbet için size teşekkür ederim.

 


Haberi Paylaş

Comments are closed.