Fenerbahçe Opet’in Rus smaçörü Arina Fedorovtseva, Match TV’ye verdiği röportajda kendisi, sosyal yaşantısı ve kulüp ile milli takım deneyimleri hakkında birçok konuyu içeren kapsamlı bir röportaj verdi.
2023’ü değerlendirirken: “Bir maksimalist olarak her şeyden memnun olmadığımı söyleyebilirim. Hem kupa anlamında hem de kişisel performans anlamında çok daha büyük hedeflerim vardı. Ancak genel olarak yıl iyi geçti. Çok ilerleme kaydettim, bunu kendim de hissediyorum ve benimle çalışan profesyoneller bunu fark ediyor ki bu çok sevindirici. Ama her zaman daha iyisini yapabilirsiniz, dolayısıyla bu yılın spor açısından en iyi yılım olduğunu söyleyemem.” şeklinde açıklamada bulunan Arina Fedorovtseva, Fenerbahçe Opet’in geçtiğimiz sezonki lig şampiyonluğuyla ilgili olarak: “Fenerbahçe’nin bu şampiyonluğa giden yolu oldukça uzundu, takım birçok zorluğun üstesinden geldik. Şampiyonayı kazandığımızda çok rahatladık ve motivasyonumuz daha da arttı. Kazanabileceğimizi hissettik, herkes bunu başarmak için ne yapılması gerektiğini ruhunun derinliklerinde anladı. Bu sezon çok daha fazlasını başaracağımızı, yılın daha da iyi olacağını umuyorum.” dedi.
Kulüp için şu an önceliğin CEV Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu olduğuna değinen başarılı oyuncu: “Tüm müsabakalarda kazanmaya çalışacağız ama perde arkasında Şampiyonlar Ligi bizim için bir öncelik. Bundan iki sezon önce Şampiyonlar Ligi finaline tam anlamıyla bir adım uzaktaydık ama altın sette kaybettik. Şampiyonlar Ligi çok önemli ama tüm turnuvalar bizim için önemli.” değerlendirmesinde bulundu.
İtalyan koç Stefano Lavarini hakkında da konuşan Fedorovtseva: “Lavarini’nin ayırt edici özellikleri taktiksel eğitimi. Antrenmanlarımız esas olarak taktiklere ve gelecek maçlara kapsamlı hazırlıklara odaklanıyor. Maçlar geçiyor ve bir sonraki eğitim döngümüzü yaklaşan rakibe adıyoruz. Buna göre hem rakibimizi hem de oyun sistemimizi analiz ediyoruz. Bize maçla ilgili hazır materyaller sunmak için antrenman ve takım toplantıları dışında da çok çalışıyor. Bu kadar titiz bir hazırlıktan sonra maçlara gitmemiz çok daha kolay oluyor.” dedi.
Türkiye’ye ilk geldiğinde en çok hangi noktada zorlandığı sorulan oyuncu: “Hiçbir zorluk yaşanmadı. Her şey benim için çok ilgi çekiciydi, her şeye açık gözlerle baktım ve yeni şeyleri olabildiğince çabuk öğrenmeye çalıştım. Bazı noktaları bilmiyorsam bu bana zor gelmiyordu, aksine ilginç geliyordu. Heyecanlıydım, hepsini hızla özümsemek ve sahada kullanmak istedim.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki voleybol dışı yaşantısı hakkında da konuşan Fedorovtseva: “Aynısı. Evet ülkeye uyum sağlandı ama benim için zor olmadı. Türkiye’deki yaşamı yeni öğreniyordum. Ayrıca kulüp bana çok yardımcı oldu ve her konuda bana destek oldu, bu yüzden hızla adapte oldum.” dedi.
Dil konusundaki soruyu da samimiyetle yanıtlayan genç yetenek: “Kulüpteki tüm çalışmalar İngilizce olarak yürütülüyor. Zaten az çok iyi derecede İngilizce konuşuyorum. İstanbul’a sıfıra yakın İngilizce bilgisiyle geldim ama kısa sürede takıma katıldım, kızlarımıza teşekkür ediyorum. Bana çok yardımcı oldular. Daha basit bir şekilde anlatılması gereken bir şey varsa onu açıkladılar. Özel öğretmen ya da ders olmasa bile artık oldukça iyi bir İngilizce seviyesine sahibim. Bir ekipte herhangi bir konuda sakin bir şekilde sohbet edebilir veya röportaj verebilirim. İngilizce konuşurken artık konuşmamda herhangi bir duraklamanın olmamasından mutluyum.” şeklinde konuştu.
Arina Fedorovtseva’ya Türkçe kelimeler bilip bilmediği de röportajda soruldu ve oyuncu şu cevabı verdi: “Türkçe birkaç kelime öbeği biliyorum. Bunları konuşmamda uygulamaya çalışıyorum, takım arkadaşlarımla iletişim kurmak her zaman çok eğlenceli oluyor. Temel bilgiye sahibim; restoran veya mağazadaki garsonlarla Türkçe iletişim kurabilirim. Tekrar ediyorum, ekibimizde ana dil İngilizce ama Türkçe kelimeler kendiliğinden kalıyor ve onları hatırlıyorsunuz.”
2004 doğumlu oyuncunun İstanbul değerlendirmesi ise şu şekilde oldu: “İstanbul çok ama çok çeşitliliğe sahip; burada ruh halinize uygun herhangi bir boş zaman aktivitesini seçebilirsiniz. Mesela İstanbul’un Asya yakasında yaşıyorum ve burası daha sakin, Avrupa yakası kadar telaşlı değil, yürünecek çok yer var, turist de az. Avrupa yakası o kadar hareketli ki, hayat tüm hızıyla devam ediyor, turist dolu. Şehir çok güzel. Boğaz, deniz, tarihi binalar; bunların hepsi çok etkileyici. Birisi beni ziyarete geldiğinde, İstanbul’da yeni ilginç yerler keşfetmeye çalışıyorum ve orada sonsuz güzellikler var.”
Asya tarafını kendisine daha yakın hissettiğini ifade eden Arina: “Karakter olarak Asya yakası bana daha çok yakışıyor. Burada yaşadığım için mutluyum çünkü düşüncelerimi boşaltabildiğim sakin bir tatili seviyorum. Ve şehrin Avrupa yakasında enerji kazanmaktan ziyade kaybediyorum.” açıklamasında bulundu.
İstanbul’da nelere özlem duyduğu sorulduğunda Fedorovtseva: “Genel olarak çok sıkılmak benim için alışılmadık bir durum. Yakında olmayan bir şeyi istediğinizde elbette tek seferlik bunalımlar olur. Ailemi ve arkadaşlarımı daha sık görmek, onlarla daha fazla vakit geçirmek istiyorum. Ama ailem periyodik olarak beni görmeye geliyor, birbirimizi görüyoruz, bu yüzden güçlü bir iletişim eksikliği hissetmiyorum.” cevabını verdi.
Yemek konusunda uyum sağladığını belirten Rus oyuncu: “Evde kendim yemek pişiriyorum. Artık İstanbul’da Rus ürünlerinin satıldığı oldukça fazla mağaza var. Ayrıca annem ve babam beni ziyarete geldiğinde en çok özlediğim yiyecekleri getiriyorlar.” şeklinde konuştu ve artık en sevdiği Rus peynirini İstanbul’da bulabildiğini de söyledi.
Fenerbahçe’ye transferinin sosyal medya hesaplarında büyük değişim yarattığını söyleyen Arina Fedorovtseva: “Fenerbahçe transferimi sosyal ağlarda duyurmadan önce 3 bin takipçim vardı. Şu anda yüz katına çıkmış durumda. İlk gün, duyurulduğumda ve herkes beni takip etmeye başladığında şok oldum. Bir gün içinde takipçi sayım otuz bine çıkmıştı. O zamanlar Rus milli takımındaydım, dolayısıyla uluslararası düzeyde popülaritem arttı.” dedi.
Sosyal medyada kendisine gelen yorumlara da değinen Fenerbahçe Opet smaçörü: “Evet, kazandığımızda bir sürü tebrik yazıyorlar. Bu gerçekten insanın ruhunu ısıtıyor. Kaybedilen maçlardan sonra da güzel sözlerle destek oluyorlar. Olumsuz mesajlar da var elbette ama buna dikkat edecek kişi ben değilim. İyi yorumlar şöyle dursun, sosyal ağlardaki insanlardan gelen kötü yorumlara dayanarak oyununuz hakkında sonuçlar çıkarmak aptalca. Oynadığım oyunun kalitesini hem kendim değerlendiriyorum hem de benimle çalışan profesyoneller değerlendiriyor.” şeklinde konuştu.
Arina Fedorovtseva’ya, hakkındaki yorumların ve ilginin aklını başından alıp almadığı da soruldu ve oyuncu şu cevabı verdi: “Hayır, sosyal ağlardaki insanların görüşleri özgüvenimi etkilemiyor. Kendimi çok eleştiriyorum. Maçtan sonra oyunumu kendim analiz ediyorum, ailemle de konuşup onların fikirlerini dinliyorum. Annemi öncelikle setteki psikolojik bileşen açısından dinliyorum. Bunu çok iyi görüyor ve her zaman anlıyor. Antrenörlerle birlikte yavaş yavaş hataları gidermeye ve oyunu geliştirmeye çalışıyoruz.”
Halkın sokakta kendisini tanıyıp tanımadığı ve ilgisi sorulduğunda genç oyuncu: “Farklı günlerde durum değişkenlik gösteriyor. Bir yürüyüş sırasında mutlaka beş kez yanıma geliyorlar. Bazen annemle birlikte alışveriş merkezine gidiyorum ve o şöyle diyor: ‘Ah, bugün fotoğrafını çekmeye gelmediler.’ Zaten çıkıyoruz, taksiye biniyoruz, sonra beni tanıyıp birlikte fotoğraf çektirmek istiyorlar. Ben çok sık tanınıyorum çünkü ben Fenerbahce bölgesinde yaşıyorum ve buradaki çoğu kişi Fenerbahçe taraftarı ve kulübün tüm spor hayatıyla ilgileniyor. Yani futbol şubesine, voleybola, basketbola da destek veriyorlar.” değerlendirmesini yaptı.
İdolünün Michael Jordan olduğu bir kez daha hatırlatıldığında Arina: “Jordan hedeflerine nasıl ulaşacağını, bunu başarmak için ne yapması gerektiğini bilen efsanevi bir oyuncu. Karakter açısından çok güçlü bir insan, bu da beni cezbediyor. Jordan’ın sahada karizması vardı ve bu çok büyüleyiciydi. Pek çok kişi sayı atabilir, puan toplayabilir vb. ancak her spor dalında harika bir sporcu, karakter ve karizma ile karakterize edilir.” dedi.
Fedorovtseva’nın kendisine yöneltilen “Jordan’ın basketbolda ulaştığı başarının aynısını voleybolda da yakalamak ister misiniz?” sorusuna cevabı ise “Kesinlikle!” oldu. Dünyanın en iyi voleybolcusu olma hedefinin ortaya çıktığı söylendiğinde ise Arina: “%100” dedi. Jordan’ı karşısında gördüğünde ne söyleyeceği sorulduğunda ise Arina: “İlk başta muhtemelen şok olurdum (gülüyor). Ona sahada nasıl olduğunu, ne gibi düşünceleri olduğunu, maç sırasında onun için neyin belirleyici olduğunu sorardım.” cevabını verdi.
Fenerbahçe Opet’te de takım arkadaşı olan Rus orta oyuncu Irina Fetisova ile saha dışında da vakit geçirdiklerini söyleyen oyuncu: “Ira’yı takımda gördüğüme çok sevindim! Burayı gerçekten seviyor. Daha önce Ira ile milli takımda yollarımız kesişmişti, çok iyi bir ilişkimiz var. Takımda bir yurttaşın olması her zaman harikadır. Buradaki adaptasyon konusunda, Ira bir şey istediğinde her zaman açık ve yardım etmeye hazırım.” açıklamasında bulundu.
Fenerbahçe taraftarlarından övgüyle bahseden başarılı smaçör: “Atmosfer çılgınca! Önemli maçlarda salon sadece dolu değil, aşırı kalabalık oluyor, insanlar merdivenlerde duruyor. Taraftarlar o kadar yüksek sesle bağırıyorlar ki sahada kendinizi bile duyamıyorsunuz. Kazansak da kaybetsek de Fenerbahçe taraftarı her zaman bizi destekliyor. Bu, takımdaki hava açısından çok önemli, bu nedenle kendi evimizde, taraftarlarımızın önünde oynamaktan her zaman çok memnunuz. Aynı zamanda başka şehirlerde de bize destek oluyorlar.” dedi.
Türk taraftarların en iyisi olduğunu ifade eden Fedorovtseva: “Yurt dışında çok fazla forma giymedim ama diğer şampiyonaların veya müsabakaların maçlarını izlediğimde şu kanaate varıyorum; Türk taraftarlar bu konuda en iyisi.” şeklinde konuştu.
Arina Fedorovtseva’ya 2023’ün en iyi voleybolcusu sorulduğunda Rus oyuncunun cevabı ise netti: “Kesinlikle Melissa Vargas. İnanılmaz enerjiye sahip inanılmaz bir insan ve çok yetenekli bir voleybol oyuncusu. Bu yılın onun için bu kadar iyi geçmesinden dolayı Melissa adına çok mutluyum. Türk milli takımına çok iyi uyum sağladı ve bu takımla şimdiden büyük başarılara imza attı.”
Rusya’nın Olimpiyatlarda yer alamayacak olmasını da değerlendiren Fedorovtseva: “Biz voleybolcuların bir sonraki Olimpiyat Oyunlarında en ufak bir şansımızın bile olmaması çok talihsiz ve üzüntü verici. Bu, her sporcunun uğruna çabaladığı en üst düzey organizasyon. Tokyo’daki Olimpiyatlara gittiğimde çok mutlu olmuştum ve Paris’e gitmeyi gerçekten çok istedim. Üzücü elbette ama hiçbir durumda uluslararası turnuvalara dönme konusundaki motivasyonumuzu ve umudumuzu kaybetmemeliyiz.” dedi.
Oyun kalitelerini yitirmemeli gerektiğine dikkat çeken Rus smaçör: “Voleybolumuzun, oyunumuzun kalitesini kaybedemeyiz çünkü her an geri dönebiliriz. Rusya milli takımının artık iyi bir seviyede olduğunu, mükemmel oyuncularımıza sahip olduğumuzu herkese gösterebilmek için buna hazır olmamız gerekiyor. Biz her zaman uluslararası düzeyde performans göstermeyi hak ediyoruz, gerçekten güzel bir voleybol sergiliyoruz. Bu nedenle cezalı olduğumuzda hem bireysel olarak hem de takım olarak çalışmalı ve ilerleme kaydetmeliyiz.” açıklamasında bulundu.
Rusya’nın Olimpiyatlarda yer alması durumunda nasıl bir sonuç alabileceği hakkında varsayımda bulunması istendiğinde genç oyuncu: “Bir tahminde bulunup Olimpiyatları kazanabileceğimizi söylemek istemiyorum. Bu muhtemelen aptalca. Ama iyi bir performans sergileyeceğimizden eminim. Takımımızda bir gençleşme oldu, artık gerçekten çok yetenekli bir neslimiz var. Sahadaki her pozisyon için çok fazla rekabetimiz var; takımımız her pozisyonda dengeli olacaktır. Ayrıca altyapı takımlarından birçok kız birbiriyle oynuyor, birlikte iyi oynuyoruz, takım içinde iyi ilişkilerimiz var. Takımda harika bir atmosfer var ve bu çok önemli. Bu nedenle Olimpiyat Oyunlarında iyi bir oyun sergileyeceğimizden eminim.” şeklinde konuştu.