Sansasyonel bir maç sonrası Arkas gibi bir şampiyonluk adayını deviren Galatasaray HDI Sigorta, bu maçtaki hatalarından ders alarak çıktığı Fenerbahçe HDI Sigorta deplasmanından 3 puanla ayrılmayı başardı.
Tutukluğun aşılması zaman meselesi
Fenerbahçe’nin Salvador Hidalgo ve Seyed Mousavi ile kullandığı inanılmaz servisler, Kübalı smaçörün hücumlarıyla birleşince sarı kırmızlılar ilk sette çok acı çekti. Buna karşın sezon başından beri manşette bir türlü istenileni veremeyen Marko Sedlacek’i Onurcan Çakır’ın da tolere edememesi, Cimbom’un hücumunu iyice kısırlaştırdı.
Bu olguların rahat bir Fenerbahçe galibiyetine gidip gitmeyeceğini gösterecek unsurlar, 37 yaşına yaklaşmış Kübalı smaçörün bu performansını ne kadar sürdürebileceği ve Maurice Torres’in ne zaman oyuna katılacağı idi. Ancak 2.sette sahne alan Burutay Subaşı, izleyenlere üçüncü bir faktörün varlığını hatırlattı. Nedim Özbey’in manşette dökülen Hırvat smaçör yerine ilk sette Yasin Aydın, ikinci sette ise Melih Sıratça’yı oyuna sürmesi, deneyimli teknik adamın bu iki oyuncudan istediği hücum performansını alamaması sebebiyle kısa süreli aksiyonlar olarak akılda kaldı. İşte bütün bunları unutturan kaptan Subaşı, takımının set boyunca yaptığı 21 hücumun 13’üne imza atarak tamamı hücumdan 11 sayı üretti. %85’lik muhteşem performans seti Galatasaray’a getirdiyse de Arkas maçı sonrası söylediğimiz aksaklıkların tamamen giderildiğini belirtmek hata olur. Zira 2.set destanını yazan Subaşı, 3.sette %20(1/5), 4.sette ise %11 ile (1/9) ile hücum etti. Bunun sebebinin kaptan 4 numarada iken standart dışı paslar olduğunu söylememiz şart.
Subaşı’nın son 2 setteki çok düşük yüzdesine rağmen Cimbom’un maçı kazanmasının anahtarı, gerek Torres, gerekse Sedlacek’in hücumda coşması olarak gösterilebilir. İki oyuncu son 2 sette toplamda sırasıyla (11/15 %73.3) ve (8/10 %80) ile hücum etti ve bu rakamlar sarı lacivertlileri yıkmaya yetti.
Galatasaray’ın bir kez daha yaşadığı maç başı tutukluğunun zaman içerisinde çözüleceğini söylemek yanlış olmaz.
Hata sayısını azaltmak şart
İyi bir kadro oluşturduğu görülen Fenerbahçe’de kulübün eskisi olsa da kadronun yenisi denebilecek bir pasör olan Oğulcan Yatgın’ın diğer oyuncularla uyum sıkıntısı çekmediğini belirtebiliriz. Ancak yüksek bir pasör çaprazı olan Metin Toy’un topu düşürmeksizin hücum etmesi şart. Bu noktada zamana bağlı bir uyum sorunundan bahsedebiliriz. Yacine Louati ve Hidalgo’dan böylesi bir rakibe karşı bundan fazla verim beklememek gerek. Gerek İranlı orta oyuncu Seyed Mousavi, gerekse sonradan oyuna dahil olan deneyimli Emre Batur’un gerek servis gerekse hücumda mükemmel oynaması ise böylesi maçları kazandırmaya yetmez.
Bu durumda sarı kanaryaların düzeltmesi gereken, yaptığı basit hatalardan rakibe verilen sayıyı azaltmak. Bugünkü maç özelinde bu rakam 31 olarak kayda geçti. Set başına 7,75 sayıyı rakibe bir anlamda hediye etmek, bu tarz maçları kaybetmek anlamına gelir. Meraklısı için Galatasaray’da bu rakamın 24 olduğunu belirtelim.
Eşiği geçseler…
Yukarıdaki satırlarda Yasin Aydın ve Melih Sıratça için söylediklerimiz, sarı lacivertlilerde Ahmet Tümer ve İzzet Ünver için de kullanılabilir. Zira genci deneyimlisi, fizik kapasitesi yeterli olmasına rağmen bir üst seviyeye bir türlü çıkmayan Türk oyuncular, psikolojik bir eşiği atlayamadıkları için kenarda daha fazla süre geçiriyorlar.
Bugünkü maçta yalpalayan Hidalgo yerine 3.sette oyuna dahil olan Ünver, çok zor smaç servislere iyi manşetler getirmekle kalmadı, zor gelen bir pasa harika bir plase hücumla takımına sayı kazandırdı. Ancak o ivmeyi sürdüremeyen Ünver, bir sonraki hücumda ürkek davranarak bloğa yakalanınca maçın kalan bölümünü kenarda izlemekle yetindi.
Erken tüketmek şart mıydı?
3.sette 2:7 geri düşünce Fenerbahçe baş antrenörü Daniel Castellani ikinci molasını da kullandı ve oyuna müdahale etme imkanını kendi kendine sınırlandırmış oldu. Halbuki oyuna giren İzzet Ünver’in büyük katkısı ile takım hızlanmış, rakibini yakalamayı dahi başarmıştı. Ancak son bölümlerde afallayan takımını kenara alma imkanı bulunmayan Arjantinli teknik adam, aynı uygulamayı 4.sette de devam ettirdi. 3.sette skor 15:15 iken kırıcı servisler kullanan Burutay Subaşı’nı kesebilecek olsa, belki de zar zor yakaladığı rakibi karşısında bir anda 3 sayılık seriler yemeyecekti Fenerbahçe.
Datavolley’e virüs mü girdi?
Set ve maç sonları ev sahibi takımların dağıttığı istatistikler, Datavolley isimli bir yazılım ile hazırlanıyor. Bugünkü maçta Fenerbahçe’nin dağıttığı ilk set istatistiklerine bakıldığında, Burutay Subaşı’nın 4/7 ile hücum ettiğini görüyoruz. Ancak oyuncunun önündeki ikinci kolon olan “Toplam sayı” kısmında “3” rakamı yer alıyor. Subaşı hücumdan 4 sayı bulurken toplam 3 sayı üretmesi, “Datavolley’e virüs mü girdi” sorusunu akıllara getirdi.
İki pozisyon iki farklı yorum
Fenerbahçe’de oyuna sonradan giren pasör Muhammet Kaya, 5 numarada beklediği pozisyonda 4 numarada bulunan Seyed Mousavi’nin önünde duruyor. Bu mesafe öyle bir ayak boyu değil, zaman zaman 1.5 metreye yaklaşıyor. Bugünkü maçta hakemlerin (masadakiler dahil) bu durumu süzememesine anlam veremedik. Herhalde Ozan Sarıkaya-Recep Karakoç ikilisinin buna mantıklı bir açıklaması vardır.
Bir de 3.sette skor 10:12 iken yaşanan pozisyonun 4-5 dakika boyunca çözülememesi anlaşılır gibi değildi. Top Burutay Subaşı’nın hücumunda Fenerbahçe bloğundan geri dönerek sarı kırmızılı takım sahasına düşmüştü. Galatasaray’ın itirazı, topun bloktan sonra antene değdiği idi. Görüntülerden antene değdiğine dair bir bulgu çıkaramadı izleyenler. İncelemenin bu denli uzun sürmesi gerçekten şaşırttı. Öyle ki, MHGK temsilcisi Aziz Yener bile yerinden kalkıp GDS bölgesine giderek pozisyona müdahale etme girişiminde bulundu. Bu durum enteresan bir an olarak kayda geçti.
Voleybol dolu günler dileğiyle,
Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com
Comments are closed.