’Hedef 3 kulvarda da en iyi yer’

Eczacıbaşı VitrA’nın iki genç ve başarılı oyuncusu Neşve Büyükbayram ve Buse Kayacan ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Voleybol yaşantılarından, normal hayatta neler yaptıklarına, eğitim hayatlarına kadar A’dan Z’ye her şeyi konuştuk. Levent’teki Kanyon Alışveriş Merkezi’nde gerçekleştirdiğimiz ve hem bizim hem de oyuncuların röportaj sırasında büyük keyif aldığı bu keyifli söyleşi sizlerle:

-Bu sezon ki hedefleriniz neler?
Neşve: Sezona Süper Kupa’yı kazanarak başladık. Diğer kupaları da kazanmayı hedefliyoruz. Ligde, Şampiyonlar Ligi’nde ve Türkiye Kupası’nda en iyi dereceyi almak istiyoruz.

Buse: En büyük avantajımızın takım içi arkadaşlık olduğunu düşünüyorum. Antrenörlerimiz de bu konuda bize çok yardımcı oluyorlar. Bizim takımda neredeyse her oyuncuya bir antrenör düşünüyor, bu da çok büyük bir avantaj. 3 kulvarda aynı zamanda mücadele ediyoruz ama her oyuncu hazır olduğu için bu süreçte zorluk yaşayacağımızı sanmıyorum.

-Geçen sezon kiralık olarak oynadığınız kulüpler size ne kattı?
Buse: Bana inanılmaz şeyler kattı, iyi ki gitmişim diyorum Karşıyaka’ya. Ben zaten liderlik ruhu olan biriyim, genç bir ekiptik ve orada da liderlik yapan oyunculardan biri oldum. Karşıyaka’yla geçen sezon 1.Lig’de oynadık, maç içersinde yer almak bir sporcu için çok önemli. İzmir gibi bir yerde olmak inanılmaz güzel, İstanbul’a göre daha küçük bir yer olduğu için daha rahat oluyorsunuz. Takım arkadaşlarım, antrenörler ve insanlar da çok iyiydi. Benim için iyi bir sezondu ama takım için iyi olmadı küme düştük.

Neşve: Bana çok şey kattığını düşünüyorum. İyi ki gitmişim Yeşilyurt’a. Başta antrenörümüz Üzeyir abiye çok teşekkür ediyorum. Takım arkadaşlarım daha önceden de arkadaşlarımdı. Hırslı bir oyuncuyum, altyapıda hırsımla göz önünde bulunuyordum. O hırsımı tekrar Yeşilyurt’ta kazandım. Orada hırsımla oynadım.

-Şampiyonlar Ligi’nde en kuvvetli takımlar hangileri sizce?
Neşve: 3 Türk takımı da gerçekten çok kuvvetli. Prosedüre uygun olsa 3 takımımız da final-four oynayabilir. Rabita Bakü de iyi takım. Daha çok Rusya ve İtalya takımları yerine Türk ve Azerbaycan takımları daha avantajlı.

Buse: 3 Türk takımı da favorim. İtalyan takımları bu sezon iyi değil. Bakü ev sahibi olursa büyük avantaj olur. Türk takımlarının Şampiyonlar Ligi’nde çok şanslı olduğunu düşünüyorum.

-Örnek aldığınız oyuncular?
Neşve: Kesinlikle Poljak. Onunla aynı takımda olduğum için söylemiyorum. Çünkü hem Türk Telekom hem de Vakıfbank’ta oynarken de çok beğeniyordum. Sporculuğunun yanı sıra insan olarak da çok iyi biri. Her yönüyle örnek alınmalı diye düşünüyorum.

Buse: Gülden (Kayalar) ablayı örnek alıyorum ben. Genel olarak takip ediyordum zaten Gülden ablayı, bu sene aynı takımda oynama şansım oldu. Esra (Gümüş) abla ile ikisi çok yardımcı oluyorlar bize. Kendi pozisyonumu göz önüne aldığım da ise kesinlikle Gülden abla. Her insanın kötü bir günü olur mesela. Ama Gülden abla ya ortadır ya çok iyidir. Ben de öyle olmak istiyorum.

-Takım arkadaşlarınız dışında pozisyonunuza göre beğendiğiz kişiler?
Buse: Bir ara Merlo’yu beğeniyordum ama son izlediğim de hiç beğenmedim. Son turnuvada İtalya’nın liberosu Leonardi’yi çok beğendim. Oyununu çok iyi tutturdu Avrupa Şampiyonası’nda.

Neşve: Gioli. Blok dışında orta oyuncuya göre boyu kısa olmasına rağmen iyi blok tutup, maç içersinde çok top alıyor. Bir de Vesna Citakovic. Çok iyi tek ayak hücumu yapıyor.

-Peki sizce sporcu olarak kimler örnek alınmalı?
Neşve: Arzu Göllü. Her yönüyle örnek alınması gerekin bir oyuncu.

Buse: Benim genelde değişiyor. Mesela bir ara Glinka’ydı. Çocuğunu doğurmadan önceki dönemde. Bence çok isim var.

-Sizce başarı nedir?
Buse: İnsan kendine bir hedef koyar ve ona ulaşabilirse bu başarıdır. İnsanların anlık hedefi olmamalı. Mesela bir maç kazanıp başarılı, bir maç kaybedince başarısız değilsinizdir. Koyduğunuz hedefe ulaşırsanız başarılısındır.

Neşve: Koyduğun hedeflere ulaşmaktır.

-Bu sezon ne olursa başarılı olduk dersiniz?
Buse: Hiçbir zaman hedeflerimizden kopmazsak başarılı oluruz. Bir yerden elenirsek bırakmamamız gerekir diğer kulvarları.

Neşve: Buse’ye katılıyorum. Geçen sezon tüm kupalar paylaşıldı 3 takım arasında. Sonuçta yoğun bir tempo var. Tabii ki her takım tüm kupaları kazanmak istiyor. Önemli olan sezonu zirvede bitirmek.

-Voleybol dışında neler yapıyorsunuz?
Neşve: Ben boş zamanlarımda okula gidiyorum. Sinemaya gitmek veya kitap okumaktan çok okulda vaktim geçiyor. Ders çalışarak sınavlara girip okulu bitirmeye çalışıyorum. Son sınıfım çünkü. Ailemle hep beraberim onlarla da vakit geçiriyorum zaten.

Buse: Okula gitmeye çalışıyorum. Eğer o gün okulum yoksa ev kuşuyumdur ben. İzmir’de de böyleydi. Evde oturuyorsam böyle devam ederim. Ama evde oturmaktan kurtulup, dışarıya alışırsam o zaman da dışarıda daha çok vakit geçiriyorum. Antrenmanın ve okulun olmadığı günlerde evde oturup televizyon seyretmeyi çok seviyorum.

-Yurtdışında oynamak gibi bir hedefiniz var mı?
Buse: Yurtdışında oynamak hedefi değil de ben voleybolu bırakınca yurtdışında yaşayabilirim. Oradaki yaşamı görmek isterim. İyi bir takım olursa gitmek isterim tabii ki. Farklı insanlarla tanışmak güzel olur.

Neşve: Eskiden yurtdışında oynamayı herkes çok istiyordu. Ama şu an Türkiye Ligi daha iyi. Voleybol açısından pek gitmeyi düşünmüyorum ama ilerde ne olur bilinmez.

-Kamplar nasıl geçiyor?
Neşve: Kamplarda ders çalışıyorum. Çünkü boş zamanlarımda dışarıda oluyorum, gezmeyi çok severim. Kamplarda ders çalışmak için çok vaktim oluyor. Dinleniyorum, internette geziyorum.

Buse: Kamplarda vakit geçireceğimiz çok zaman olmuyor. Çok farklı bir şey yapılmıyor bu yüzden. Yemek, antrenman ve toplantı derken bitiyor zaten kamp.

-Kamp yapmak zor mu?
Buse: Maçlardan önce kamp yapmak bir yandan güzel bir yandan kötü. İyi tarafı maça çok daha fazla konsantre oluyoruz, kötü yanı ise okula gidemiyoruz. Ancak ben kampa girmeyi seviyorum.

Neşve: Aslında benim hayatım hep kampta geçiyor sayılır çünkü kulüp evinde kalıyorum. Buse’ye katılıyorum maça çok daha fazla konsantre oluyoruz kamplarda ama okula gidemiyoruz. Bunun telafisini ise genelde maçların ertesi gün boş oluyor, bu açığı okula giderek kapatıyoruz. Yemek düzeni ve uyku düzeni açısından da kampa girmek daha iyi oluyor.

-Voleybol dışında takip ettiğiniz sporlar var mı?
Neşve: Basketbolu takip etmeye çalışıyorum. Futbolu pek takip etmiyorum. Tuttuğum bir takım yok.

Buse: Tenisi inanılmaz seviyorum. Babam tenis antrenörlüğü yapıyor. Bildiğim bir spor, oynamak istiyorum ama sakatlık şansı var, o yüzden oynayamıyorum. Basketbol çok heyecanlı bir spor. Bu yüzden izlemeyi seviyorum.

-Dövmenin özel bir anlamı var mı?
Neşve: Ben unutuyorum dövmem olduğunu. Biri hatırlatınca aklıma geliyor. Şans getirsin diye yaptırdım ama yaptırdıktan sonra pek şans getirdiğini söyleyemeyeceğim. 🙂 

-Maçlara çıkarken bakımlı olmaya dikkat ediyor musunuz?
Buse: Ben küçükken bu kadar makyaj yapmaya ne gerek var diyordum. Ama büyüyünce hak veriyorum. Çünkü insanların önüne çıkıyorsunuz. Makyaj yapılmalı düşünüyorum, ben de yapıyorum. Sarışın olduğum için çok soluk gözüküyorum. Bu yüzden kesinlikle yapılmalı.

Neşve: Bence de makyaj insanın kendini iyi hissetmesi ve izleyenlerin güzel görmesi açısından yapılmalı. Ben pek makyaj yapmıyorum. Çünkü formamı çok yüzüme sürüyorum. Fazla da beceremem. En fazla göz kalemi ve rimel sürüyorum. Ama ben de çok güzel makyaj yapan biri olmak isterdim.

-Uğurunuz var mı?
Neşve: Uğurum yok ama takıntılı bir insanım. Mesela çift sayı takıntım var. Bir şeyi yerken 2 tane olsun 4 olsun diye uğraşırım.

Buse: Benim bir uğurum yok. Uğur yapmaya da çalışmadım kendime. Ben inanmıyorum. Sadece kendimi dış görünüş olarak iyi gözüktüğüm zaman bu içime de yansıyor. Uğur değil ama beni iyi hissettiriyor.

-Neşve’den Buse’ye bir soru sormasını rica ettik. Neşve’nin Buse’ye sorusu: Voleybol oynamasan ne yapmak isterdin?
Buse: Voleybol oynamasam oyuncu, tiyatrocu ya da spiker olmak isterdim. Spiker olarak Defne Samyeli’yi beğenirdim. Özge Özberk, Şener Şen, Haluk Bilginer de beğendiğim oyuncular. Dış görünüş olarak da Beren Saat’i beğeniyorum.

-Evlilik konusu açıldı. Buse’de sorusunu bu konudan seçti. Buse’nin Neşve’ye sorusu: Hiç evde kalma korkun oldu mu?
Neşve: Takımdaki gençler olarak genelde single’ız. Hatta takımdaki büyükler takılır biz gençlere, siz biraz ayrı kalın, yoksa evde kalacaksınız diye. Evlenmek benim de hayalim. Yaşımız da geliyor, okul bitiyor. 27-28 yaşında evlenmek isterim. Ama şu an bir aday adayı bile yok. Geç olsun güç olmasın. (gülüyoruz). Çok geç çocuk sahibi olmak istiyorum.

Soruyu beğendiğimiz için Buse’ye de soruyoruz?
Buse: 25’ten önce evlenmem diye düşünüyorum. 25-26 yaşları ideal. Hem okul bitecek hem daha free olacağım. Çocuğumla aramda 50 yaş fark olsun istemem, 25 iyidir.

-İkinizde reklamcılık okuyorsunuz. Mesleğinizi yapmayı düşünüyor musunuz?
Neşve: Sadece okuyoruz. Çünkü çok tecrübesiziz. Biraz da tecrübelenmek gerek. İlerde tabii ki reklamcılık yapmak isterim. Ama menajerlik de yapabilirim. Çünkü insanlarla ikili diyaloglarım iyidir.

Buse: Ben yapmak istiyorum. Voleybolu bitirdikten sonra sonuçta evde oturmak istemiyorum. Mesela 30’da voleybolu bıraktıktan sonra işe alınır mısınız bilinmez. Ben voleybol oynamayıp bir reklam ajansına gitsem daha çok şey öğrenirdim. Yurt dışına gidip hem dilimi hem reklamcılık işini geliştirebilirim.

-Kaç yaşında voleybolu bırakmayı düşünüyorsunuz?
Neşve: Bilmiyorum. Büyük konuşmak da istemem ama 30-35’e kadar oynamayı düşünmüyorum. Büyük konuşmayayım ama 30 maksimum.

Buse: Ben de uzun yıllar oynamak istemiyorum. Çok seviyorum ama sonuçta evleneceksin, çocuğun olacak ve farklı bir hayatın olacak. Mesleğimi de yapmak istiyorum. Ama bu şu anlık görüşürüm. Belki ileri de daha farklı düşünürüm. Performansım iyi gidiyorsa devam edebilirim ama vücut yoruluyorsa buraya kadar der bırakırım.

 


Haberi Paylaş

Comments are closed.