Karabıyık 2011’i değerlendirdi

Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık, “Yıldız Kız Milli Takımı’nın Avrupa ve dünya şampiyonlukları ümitlerimizin ötesinde, beklentilerimizin yukarısında başarılar değildi” dedi.

Karabıyık, 2011 yılını değerlendirdi. İlk olarak Yıldız Kız Milli Takımı’nın üst üste elde ettiği Avrupa ve dünya şampiyonluklarıyla ilgili düşüncelerini aktaran Karabıyık, “Türk Voleybolu artık alt yapı milli takım kategorilerinde büyük değerler üretiyor. Nitekim yıldız bayan kategorisine bakılınca bu hemen görülüyor. 2007’den bu yana bu kategorimizin bir dünya
ikinciliği, bir dünya dördüncülüğü, bir Balkan şampiyonluğu, bir Karadeniz Oyunları şampiyonluğu, bir Olimpik Gençlik Festivali şampiyonluğu bir de üçüncülüğü var. Yani bu kategori başarıya abone” diye konuştu.

Tek yapılması gerekenin, başarıyı bu kategoriye hapsedecek, yukarıya taşınmasını engelleyecek sebepleri ortadan kaldırmak olduğunu dile getiren Karabıyık, “Avrupa’da ve dünyada yaşıtlarının tümünden üstün olduklarını kanıtlayan bu çocuklarımızın önünü açmak, onları hızla ve inançla lig tecrübesi ile buluşturmak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
        
Karabıyık, alt yapı faaliyetlerine bakıldığında doğru rotanın bulunduğunu, milli takımların geleceğe böyle hazırlanması gerektiğinin ispatlandığını kaydetti.
         
Erol Ünal Karabıyık, A Milli Bayan Takımı’nın Avrupa üçüncülüğü sorulduğunda, (A) Millilerin, Avrupa Şampiyonası’nda önce İtalya’da, ardından da Sırbistan’da fırtına gibi estiğini ifade ederek, “Sonuç Avrupa üçüncülüğü… Bu, Türk voleybol tarihinde, 2003’teki şampiyonadan sonra, A Takım kategorisinde  elde edilmiş en büyük ikinci başarı. Bu anlamda çok mutlu olduğumu söyleyebilirim, ancak ev sahibi Sırbistan’a karşı oynadığımız, finalin elimizden kaçtığı o yarı final maçına çok sitemim var” dedi.

Sırbistan maçında “bir top”un her şeyi değiştirdiğini kaydeden Karabıyık, şunları söyledi: “Tie-break setinde, file bandının altına çarpıp fizik kurallarına aykırı biçimde yuvarlanarak üste dönen o top, bence finale, en az bir Avrupa ikinciliğine ya da bir Avrupa şampiyonluğuna ve devamında da Dünya Kupası’na katılım şansına, hatta iki kez yendiğimiz İtalya’nın dünya kupasını aldığından yola çıkarak belki bir dünya şampiyonluğu ve mutlak bir Kıtalararası Olimpik Elemeye mâl oldu bize. Üzüntüm ve sitemim bunadır. Sevincim ise elbette çok daha büyüktür. Hem gurur verici bir performans sergilemiştir kızlarımız, buna sevinirim, hem de bugün artık voleyboldan anlayan herkes ’daha iyisi olabilirdi, olmalıydı’ diyebiliyor, buna sevinirim. Evet, üzüldük ama gelecek için dünden çok daha fazla ümitlendik.”

A Millilerin ayrıca, Türkiye’nin 3. kez ev sahipliği yaptığı Avrupa Ligi’nde 2. olduğunu dile getiren Karabıyık, “Şampiyonluk hedefliyorduk. Kayseri’de olmadı, Ankara’da da olmadı ama ’İstanbul’da olacak’ diyorduk. Rakip yine Sırbistan oldu. Bir kez daha Avrupa Ligi finalinde istediğimiz sonucu alamadık. Tek tesellimiz, final oynayarak Dünya Grand Prix’sine vize almış olmak’’ diye konuştu.

Karabıyık, bu yıl uygulanmaya başlanan ve camianın tepkisini çeken yabancı oyuncu sayısının 2’ye düşürülmesiyle ilgili olarak da, “Türk voleybolunun kendi insan kaynaklarından beslenecek, kendi elit voleybolcu sayısını ihtiyacına göre belirleyecek ve yaratacak duruma gelmesi için yabancı uyruklu oyuncu sayısı 2’ye, bizdeki uygulamasıyla oyunda en fazla 2, saha kenarında  1’e indirilmeliydi. Bunun nedenlerini 3 sene boyunca kulüplerimizle oturup konuştuk, tartıştık, değerlendirdik ve bir noktada buluşmaya çalıştık” dedi.

Artık Türk voleybolunun kendi sporcu kaynaklarını üretmeye başladığını, yapılan çalışmalarla sonucunda özellikle genç ve yıldız kızlarda dünyada parmakla gösterilen 3-4 ülke arasına girdiğini ifade eden Karabıyık, şöyle devam etti: “Elde edilen uluslararası başarıların bir kıstas kabul edildiğini varsayarak, özellikle kızlarda yapıyorum bu tespiti. Yoksa, aynı iddiayı genç ve yıldız erkek kategorisinde yetiştirilen diğer çocuklarımız için de sonuna kadar savunurum. İki sene önce yıldız milli takımlarda oynayacak durumda dahi olmayan TVF Spor Lisesi Voleybol İhtisas Kulübü sporcuları, daha genç yaşlarına yeni girdikleri bu dönemde 1. ligdeki kulüplerimizde forma bulabiliyorlar. Bu çocuklara bir alan, bir hayat atmosferi, kendilerini kanıtlayabilecekleri bir fırsat dünyası yaratma zorunluluğumuz var. 3 1’le devam ederseniz bu alanı nasıl meydana getirebilirsiniz? Yabancı uyruklu oyuncu sayısını 3’ten 2 1’e indirmekle, her şeyden önce, ligde 12 takım olduğuna göre, bu yeni nesle 12 kişilik yaşama alanı vermiş oluyorsunuz. Bizim yaptığımız budur.”

Yabancı oyuncu sayısının düşürülmesinin diğer bir sebebinin milli takımlar olduğunu kaydeden Karabıyık, “Birinci liglerimizde 12 bayan, 12 erkek takımı olduğuna göre, 3 yabancı kotasıyla bu, milli takım kampı toplayacağınız zaman başvuru kaynağınızın topu topu 36 kişi olduğu anlamına geliyor. İlk kamp deyip 20 sporcu çağırdığınız zaman, ligin yarısından fazlasını çağırmış oluyorsunuz. Bir taraftan da ’Kulüp takımlarının başarıları yeterli, çünkü dünya çapında oyuncuları var. Milli takımların başarıları yetersiz, çünkü iyi yetişmiş oyuncu yok’ açmazıyla uğraşmak zorundasınız” diye konuştu.

“Diyelim ki başarılı nesil yakalandınız, eğrisi doğrusuna denk geldi ve çok iyi 12 milli sporcunuz oldu. Bu aynı zamanda voleybolunuzun geleceği demek olan yeni nesillerin tümüne, yaklaşık 5-6 sezonluk bir bariyer koymak zorunda bırakmayacak mı sizi? Yani ağzıyla kuş tutsa bu başarılı olmuş kadroya girme şansı bulacağına inanmayan bir voleybolcu nesliniz olmayacak mı?” diyen Karabıyık, uygulamanın şimdiye kadar gayet iyi gittiğini dile getirdi. Başlarda biraz itiraz ve sitem geldiğini, yönetim kurulunun içinden bile, birlikte alınan bu kararın değiştirilmesini isteyenlerin olduğunu belirten Karabıyık, ’’Bütün değişimlerde böyle dirençler olur, doğaldır, ancak sulh içinde hâllettik ve bugün hem kulüplerimiz Avrupa kupalarında eskisi kadar iddialı, hem de bu iddiada söz sahibi sporcular içinde Türk milli takımlarında oynamaya adayların sayısı daha fazla’’ dedi.
         
Erol Ünal Karabıyık, Avrupa Voleybol Konfederasyonu’na (CEV) seçilen Türk yetkililer hatırlatıldığında ise Türk voleybolunun, CEV’de oldukça prestijli bir durumda olduğunu ifade ederek, “Son kongrede bu prestij, delege sayılarına da yansıdı ve gerek CEV Başkanı Andre Meyer’in gerekse benim sık sık altını çizdiğimiz bu doğrunun sağlaması yapılmış oldu” diye konuştu.

Karabıyık, Türkiye’nin, CEV Asbaşkanı seçilen TVF Genel Sekreteri Sinem Mavili’nin yanı sıra çeşitli komisyonlarda göreve getirilen uluslararası hakemlerden Nihat Ermihan, TVF Yönetim Kurulu üyesi Geza Dologh, TVF Kurullar Sekreteryası Müdürü Avukat Nihal İşçi, hukuk kurulu üyesi avukat Hüdai Ekinci ve milli takımlar doktoru Sinan Köksal ile temsil ediliyor olmasının çok kıymetli olduğunu vurguladı. Bu temsilin zaman içinde Uluslararası Voleybol Federasyonları B
irliği (FIVB) delegeliklerini de içine alarak artacağına inandığını belirten Karabıyık, “Bu artışı sağlayacak sağlıklı ilişki ve uluslararası temas kapasitesinde olduğumuzu iyi biliyorum” dedi.
         
Türk kulüplerinin Avrupa tek kelimeyle mükemmel bir sezon geçirdiğini ifade eden Karabıyık, şöyle devam etti:”Avrupa Bayanlar Şampiyonlar Ligi’nde Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom şampiyon, Fenerbahçe Acıbadem üçüncü olurken, Erkekler Challenge Kupası’nda Arkas Spor, Bayanlar Dünya Kulüpler Kupasın’da da Vakıfbank Türk Telekom 2. oldu. Hepsiyle gurur duyuyor, Türk kulüplerinin 2012 Avrupa Kupaları’nda da benzer başarılar getireceklerine inanıyorum.”

Karabıyık ayrıca, halihazırda devam eden iki tesis inşaatlarının bulunduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: “İzmir Atatürk Salonu’nun bitmesine çok az bir zaman kaldı. Bursa’da Cengiz Göllü Salonumuzun inşaatı hızla yükseliyor. Spor Genel Müdürlüğü’nden protokolle kullanım hakkını aldığımız Foça Plaj Voleybolu, önceki adıyla Foça Su Sporları Merkezinin durumunda henüz herhangi bir gelişme yok. Kullanım hakkını almak, devrini almak anlamına gelmiyor. Genel Müdürlük henüz tesisi bize teslim etmiş değil. Biz de binaları yenilemek, tesisin konfor ve kapasitesini artırmak ve devamında da CEV Avrupa Plaj Voleybolu Merkezi adıyla uluslararası bir Plaj Voleybolu Merkezi olarak işletmek amacıyla yapmış olduğumuz ihaleleri hayata geçirebilmiş değiliz. Bekliyoruz.”

Haberi Paylaş

Comments are closed.