Örnek olmak

Türkiye’de Voleybol Federasyonu Başkanı Sayın Erol Ünal Karabıyık Plaj Voleybolu Ligi’ni kuracağını  ve bu ligi kapalı kortta oynatacağını açıkladığında memleketimde her zaman olduğu gibi çatlak sesler yükseldi. 

Plaj voleybolu kapalı kortta oynanır mıymış?

20-21 Şubat’ta Rusya’da uluslararası bir turnuva oynandı hem de kapalı kortta. Eğer onlar bizden önce kapalı kortu keşfedip turnuvayı bizden önce oynatsalardı çatlak ses sahipleri bu kez “vay bee adamlar kapalı kortta plaj voleybolu oynattılar’’ derlerdi. Alıştık (!) artık bu seslere ne yapalım?

SİZ HİÇ PLAJA İNDİNİZ Mİ?
Yukarıdaki bilgiyi verdikten sonra geçelim kendi plajımıza. Türkiye Plaj Voleybolu Ligi’nde sona gelinirken İstanbul’da yapılan maçlar çok kendi aramızda geçiyor.

Açıkçası son 4 haftadır salon voleybolundan çok plaj voleyboluna takılıyorum. Hem plaj voleybolundaki maçları izlemek daha çok hoşuma gidiyor hem de salon voleybolundaki zararlıları (!) görmediğim zaman kendimi daha iyi hissediyorum.

İstanbul TVF 50. Yıl Spor Salonu içinde yapılan Plaj voleybolu kortu ile başlayayım yazıma. Yer olmadığı için oldukça küçük bir kort olsa da soğuktan donan voleybolcularımız hem sıcak bir alana kavuştu hem de ligin seyrini engelleyen hava koşullarına engel olundu. Bence güzel de oldu. Maçlar birkaç kulüp idarecisi oyuncular ve ben arasında (biz bize) oynanıyor.

Henüz ligin yeniliğinden olsa gerek kimse plaj voleyboluna yönelemedi. Ne gazetelerde haberler var ne de seyirciler arasında bir hareketlenme. Voleybolun ustadlarıyız diyen ağabeylerimiz bile salonun yerinden haberdar değiller. Bir Ragıp ağabey, birkaç defa da Alev Anakök’ü plaj voleybolu kortunda gördüm sadece. Zaten toplasan 5 kişiyiz gelmeyenleri siz hesap edin işte…

Lig 5 etap ve her 3 hafta 1 etap tamamlanacak şekilde oynandı. Yani oyuncular 3 haftada bir aynı takımlarla mücadele etti. Bu da oyuncuların biraz sıkılmasına konsantrasyon kaybına neden oldu. Ayrıca artık Final Grubu için şansı kalmayan takımlar (ya da işi çok da önemsemeyen takımlar mı demeliyim) son iki haftadır ligi asmaya başladılar. Bir ceza söz konusu olmadığı için de ne yazık ki kulüplerimiz kötü olanı örnek alarak maçlara gelmemeyi uygun görüyorlar. Maçların eksikliği de ligde bir gevşeme havası yaratmaya başladı. Önümüzdeki sene bu ligde bir düzenleme yapılacak mı bunu da zaman gösterecek. 

Artık son haftaya giriliyor ve erkeklerde Halkbank’ın liderliği garanti. Onları Final Grubu’nda Beşiktaş, Polis Akademisi ve sonradan atak yapan Penta takip edecek.

Bayanlarda ise durum hala karışık. Beşiktaş ve Tirebolu Final Grubu’ndaki yerini garantiledi. İller Bankası, Numune Özcan ve Gazi Üniversitesi ise Final Grubu’ndaki diğer iki takım olabilmek için mücadele ediyor. Hafta sonu bu 3 takımın kendi aralarında yapacakları maçları kaçırmamanızı tavsiye ederim. Bol çekişmeli maçlar bizleri bekliyor olacak.

Hemen küçük bir eleştiri de Arkaslılara. Önceki hafta sonu Cevat-Yusuf ikilisinden oluşan Arkas takımı  Dündar-Salih ikilisinden oluşan Hopa takımı ile yaptıkları maçta tartıştılar. Daha doğrusu Yusuf, Cevat’a kızdı. Mola alındı mola dönüşü Yusuf oynayamayacağını söyleyerek Arkas’ın maçtan çekildiğini söyledi. Yusuf sakat olduğu için oynayamadığını ifade etmiş olsa da, saha da gördüğüm ve izlenimim, arkadaşına kızan bir oyuncunun sahayı terk etmesiydi. Cevat’a sorduğumuzda onun da ne olduğunu anlamamış gözlerle bakması benim bu oyuncunun kızgınlıkla sahayı terk ettiği sonucunu çıkarmama neden oldu. Eğer böyle bir şeyle saha terk ediliyor maç yarım bırakılıyorsa Arkas gibi büyük bir takımın oyuncusuna yakıştıramadım. Yusuf muhtemelen ben sakattım oynayamadım açıklamasının arkasına sığınacaktır ama eğer aklına bir dahaki sefere ‘kızdım oynamıyorum’ gibi bir düşünce gelirse bir kulübü temsil ettiğini belki benim yazımdan sonra daha çok anlayacaktır. 

Begüm Doğanay
begumdoganay@gmail.com
info@voleybolunsesi.com


Haberi Paylaş

Comments are closed.