Papaz her zaman pilav yemez

Vakıfbank karşısında birkaç hafta önce parlak bir kupa zaferi yaşayan Zoran Terzic, Eczacıbaşı karşısında aradığı macerayı bu kez denemedi, son şampiyon karşısına olması gereken altıyla çıktı ve takımın yapısıyla fazla oynamadı. Ancak kupa zaferini getiren, Fenerbahçe Opet’in etkili oyunundan ziyade Vakıfbank’ın tanınmayacak bir halde olmasıydı. Bugünkü maçta kendi ritmine daha yakın oynayan sarı siyahlılar, ikinci bir faciaya izin vermedi ve 3 puanın sahibi oldu.

Bugünlük tamam ama…

Vakıfbank’ta ortalar halen istenilen seviyenin çok uzağında. Zehra Güneş, blokta çok iyi bir performans göstermesine rağmen hücumda kendi standardının çok altında kaldı. Elbette bu rakamlarda tek sorun yüzdeler değil. Gerek Cansu Özbay, gerekse Buket Gülübay ortaya atmaları gerekenden daha az pas yönlendiriyor. Bugünkü maçta 3 set sahada kalan Kübra Akman’a yalnızca 1 top geldi. Son set oyuna başlayan Bahar Akbay’a ise 0. Böyle olunca da toplamda %8.7 (11/127) olan ortaya pas oranı, modern voleybolun bu seviyedeki görünümüne asla uymuyor. Buna rağmen rakibini net bir skorla geçmek, yalnızca köşelerdeki performans ile değil, biraz da rakibin zayıflığıyla açıklanabilir.

Maça çok tutuk başlayan Paola Egonu, ilk set sonrasında takımın lokomotifi oldu olmasına ama bu durumun sürdürülebilirliği hep tartışılacak. Kupa maçından farklı olarak Nika Daalderop’un defans ve manşette aksamasına rağmen hücumda çok iyi (%61 top öldürme) bir oyun ortaya koyması, Egonu üzerindeki fazla yükten kaynaklı olası bir kazanın önüne geçti. Kaptan Gabriela Guimaraes’in özellikle manşetteki etkili oyunu ve kimsenin almadığı sorumluğun altına girmesi, Brezilyalı yıldızın hücumunu bu kez düşürmedi. Böyle olunca da ortanın yokluğu fazla sırıtmadı Vakıfbank adına.

Dördüncü sette Özbay’ın pas dağılımını beğenmeyen Giovanni Guidetti, Buket Gülübay kartını açtı ve bunda da haklı çıktı. Ancak maçı kazandırmasına rağmen Gülübay’ın da ortayı hemen hiç düşünmediğini notlarımıza ekleyelim.

Düşünülmesi gereken

Fenerbahçe Opet, rakibine nazaran daha zayıf bir kadroya sahip olmasından ötürü ortayı daha çok kullandı. Ancak Eda Erdem ve Aslı Kalaç ikilisinin beklenen performanslarından uzak bir oyun ortaya koyması, köşelerde çok da etkili olmayan sarı lacivertli takımın en güçlü opsiyonu olan Arina Fedorovtseva’ya fazla yük binmesi ile sonuçlandı. İlk sette yokları oynayan Rus smaçör, geri kalan bölümde mükemmele yakın bir performans sergiledi ve takımına 3.seti getiren isim oldu. Ancak ilk sette iyi oynamasına rağmen kalan bölümde düştükçe düşen Anna Lazareva ile 3 ve 4.setler haricinde fazla katkı sunamayan Meliha Diken’in mevcut oyunu, bu maçı kazandırmak için yeterli değildi. Macris Carneiro, Fedorovtseva’yı fazla düşündüğü için eleştirilebilir. Ancak mevcut yapıda Brezilyalı pasörün genellikle sıcak elleri tercih etmesi, fazla yadırganacak bir durum değil. Bu pas dağılımı, biraz da mecburiyetten kaynaklı diyebiliriz özetle.

Düşünün, ikinci sette gelen topların yarısı Fedorovtseva’ya adreslenmiş. Rus oyuncu ne kadar iyi oynasa da böyle bir rakibe karşı bu kadar büyük bir sorumluluğu ne kadar taşıyabilir? Bu tarz bir oyun anlayışını uygulayan Vakıfbank, o kadroya rağmen kupa finalinde hezimete uğradı. Sarı lacivertlilerin bu kadroyla daha fazlasını yapması mucizelere bağlı denebilir.

Bu seviyede bu hataları anlamak mümkün değil

Kübra Akman, arkasına giden, hatta uçan topu sıçrayarak almaya çalışıyor ve takımın hücumu düşüyor. Benzer bir pozisyonda Aslı Kalaç manşeti arkaya bırakmak yerine kollarını kaldırıp topa temas ediyor. Olacak iş değil. Klasik 5-1’de öndeki orta oyuncular, topun fileye kendi düzlemlerinde çok yakın düşmesi haricinde ilk topa girmemeli. Hele 3.sette skor 17:15 iken Fenerbahçe Opet servisinden gelen top bariz bir şekilde yandan dışarı giderken Akman’ın topa doğru koşmaya devam etmesi, Vakıfbank kenar yönetimini bile güldürdü. Eğer Akman uyarılara aldırış etmeyip o topa dokunsa, kenar yönetim yine güler miydi ayrı konu.

O file gözden kaçmamalıydı

Erdal Akıncı-Aylin Turnaoğlu ikilisi, böylesi yüksek düzeyli bir maçı hiç göze batmadan yönetti. Başarılı ikilisinin Macris Carneiro ile Paolo Egonu arasında sıkışıp dışarı giden topta GDS’ye bakarak verdikleri karar, sarı lacivertlileri memnun etmese de doğruydu. Topa son kez Brezilyalı pasörün dokunduğu açıktı zira. Ancak yine 4.sette Gabriela Guimaraes’in avanta topa smaç vururken bariz bir şekilde fileye dokunmaması GDS’ye kalmamalıydı.

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan Kösem
kkayhan@hotmail.com

Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.