Smarzek: “Türkiye’yi sevmiyorum”

Polonyalı pasör çaprazı Malwina Smarzek, Brezilya’nın Osasco takımıyla geçirdiği kulüp sezonunun ardından ülkesine dönerek Łukasza Kadziewicza‘nın “Sporun Gölgesinde” isimli podcast yayınının konuğu oldu. Kulüp sezonundan milli takıma kadar birçok konuda açıklamalar yapan oyuncu, neden Türkiye’de bir takımda oynamadığı sorusuna ise “Türkiye’yi sevmiyorum” cevabını verdi. 

Smarzek’le yapılan kapsamlı sohbette ne tarz toplara hücum etmeyi sevdiği sorulduğunda: “Ben her zaman tekli ya da bloksuz hücum etmeyi sevmediğimi söylerim, özellikle Rusya’da iki yıl oynadıktan sonra, tamamen tekli bloğa hücum etmeye veya bloksuz vurmaya alışkın değilim ve orada genel olarak hücumcular buna alışkın değiller.” dedi. 

Lavarini ile aralarında problem olmadığını belirten Smarzek: “Yangını söndürmemize gerek yoktu çünkü aramızda öyle bir şey yoktu. Birbirimizle hiçbir çatışmamız olmadı. Lavarini önce beni aradı. Diğer seçilen kızlar gibi resmi bir kişisel e-posta aldım ve koçun hala gözlemlediği kızlarla iletişime geçeceğine dair bilgi aldım. Bir WhatsApp mesajının ardından görüntülü görüşme ayarladık. Çok normal bir görüşmeydi. Kendi adıma Novara’da kolay bir yolumuz olmadığını düşünüyorum ama burada kişisel ilişkiden değil, sportif yönden bahsediyorum çünkü ben ve o bu şeyleri çok iyi ayırıyoruz ve birbirimize saygı duyuyoruz. Aramızda herhangi bir gerginliğe gerekçe yoktu. Bir yıl önceki o görüşmeler hiçbir şekilde alevlenmedi.” dedi. Kadziewicz’in konuyla ilgili sorularını artırması üzerine Smarzek: “Karınca yuvasına sopa koymamı beklemeni de anlıyorum ama yapmayacağım.” şeklinde konuştu. 

Geçtiğimiz yıl takıma fayda sağlayamadığını ifade eden tecrübeli pasör çaprazı: “Geçen yıl takıma hiç faydam olmadı çünkü hala depresyon tedavisi görüyorum, şimdi sorun yok. Panik atak geçirdim, artık herkes biliyor. Rusya’da her şeyin başladığı o an, oradaki her şey beni çok etkiledi. Sebep bu değildi ama beni öldürdü. Lavarini’ye depresyonda olduğumu söylemedim, o noktada depresyonum olduğunu bilmiyordum. Kendime teşhis koyacak bir psikiyatrist değilim ama bir şeylerin ters gittiğini biliyordum.” Tüm bunlardan kaçışı doğada bulduğunu anlatan Smarzek: “Fiziksel aktivite ve adrenalin bağımlısıyım, hayatımda bunu çok arıyorum ama dağlar benim güvenli bölgem. Rahatlayabileceğim bir yer. Dağlar hayatımda her zaman bir kaçış oldu, profesyonelce antrenman yapan sözde bir deliydim ve iki veya üç gün izin aldığımda genellikle dağlara giderdim.” diyerek dağcılıkta isteğinin ise Everest Dağı’na tırmanmak olduğunu söyledi. 

Rusya’da Kaliningrad ile geçirdiği sezon hakkında konuşan oyuncu: “Herkes oraya yalnızca para için gittiğimi konuşuyor.” diyerek şunları ekledi: “Başkalık, kaçış arıyordum. İtalya’da Novara’da geçirdiğim ve mental olarak beni yoran ve benim için iyi olmayan sezondan sonra yorulmuştum.”

Malwina Smarzek, kendisi ve yaşantısı hakkında söylenenler hakkında ise şöyle konuştu: “İnsanların fikirlerini tamamen görmezden gelmem uzun zamanımı aldı. Her eleştiriye alıştığımı düşündüm, portallara bakmayı bıraktım. Bunun yel değirmenlerine karşı bir savaş olduğunu biliyorum. Rusya’ya transfer olana kadar her şeye hazır olduğumdan emindim. Yaşadıklarımı kimsenin başına dilemiyorum.”

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından Kaliningrad takımından neden hemen ayrılmadığı sorulduğunda Smarzek, bu soruyu şu şekilde yanıtladı: “Her şeyden önce, sözleşmeleri bu kadar ani bozamayız. Orada, Rusya’da o anda oldukça güvendeydim, bu yüzden sözleşmeyi bozma olasılığım yoktu. Çok iyi davranan ve herhangi bir ceza veya tartışma olmaksızın benimle olan sözleşmemi fesheden Kaliningradlı kulübüme teşekkür etmek istiyorum. Çok dostça şartlarda ayrıldık. Bu sözleşmeden dolayı kesinti yapılmadı. İyi davrandılar, neler olduğunu gördüler, benim için endişelendiler, bana nasıl yardım edeceklerini sordular.”

Brezilya’daki günleri hakkında da konuşan Smarzek, kendisine ödemelerinin tamamen yapılıp yapılmadığı sorulduğunda “Hayır.” cevabını vererek şunları dedi: “Brezilya’da çok büyük finansal sorunları var. Amacı ligi kazanmak olan bir kulüpte oynuyorsam ve büyük mali sorunları varsa o zaman tüm ligin nasıl olduğunu bilirim. Henüz belirli bir amaç için paraları olmadan sözleşme imzalarlar. Bu, borcu olmayan, ancak ödemelerle ilgili sorunları olan bir kulüptü, hala bana ödeme yapmak zorundalar. Sezona borçsuz başladıkları için bu takıma iftira atmak istemiyorum. Ama kontratımı yerine getirir, her gün antrenman yapar ve maç oynarsam, onların da o kontrata sadık kalmalarını beklerim.”

Smarzek, Brezilya Ligi’nin seviyesiyle ilgili ise şunları söyledi: “Beklediğimden daha yüksek ama ne yazık ki sadece ilk dört takımda. Büyük bir boşluk var…” Brezilya’daki sosyal hayatla ilgili de konuşan Smarzek: “Evet, konu doğaya gelince yaşam standardı iyi ama orası tehlikeli. Güvenli yerlerde dolaştığım için bana bir şey olmadı. Oradaki masanın üzerine kolye veya telefon koyulmadığı biliniyor.” dedi. 

Röportajda konuyu Türkiye’ye getiren Łukasza Kadziewicza, Smarzek’e: “Neden Türkiye’ye gitmiyorsun, en iyi orada ödeme yapıyorlar?” şeklinde soru sordu. Smarzek ise bu soruya: “Türkiye’yi sevmiyorum.” cevabını verdi. Sunucu bunun üzerine Polonyalı oyuncuya Paola Egonu’nun Türkiye’ye geldiğini hatırlattı. Bunun üzerine Smarzek: “Ama bir yıl sonra geri dönüyor.” dedi. Sunucunun “Senin için tek bir yön var. Polonya’da oynamayacaksın. Türkiye’yi sevmiyorsun, sana Brezilya’da para vermiyorlar. Yani İtalya?” şeklinde konuşmasının ardından Smarzek: “Çin veya Japonya da var.” dedi. 

Konu Polonya Milli Takımına geldiğinde Smarzek’e en anlaşamadığı milli takım arkadaşı soruldu, Polonyalı oyuncu bu soruya gülerek “Magdalena Stysiak” dedi ve “Şaka tabii ki” diyerek eklemede bulundu. Sunucunun kendini ve Magda’yı birlikte ilk 6’da görüyor musun?” demesi üzerine konuk voleybolcu: “Spekülasyon yapmaktan yoruldum” dedi.

Polonyalı pasör Joanna Wolosz hakkında da konuşan Malwina: “Zor ama çok değerli bir karaktere sahip olan Asia Wołosz’a çok şey borçluyum. Genç oyunculara moral vermek için çok iyi bir insan.” dedi. 

Malwina Smarzek’in programda kendisine kişisel olarak çok fazla kademe kaydettiği söylendiğinde şunları söyledi: “Kendime eskisinden daha fazla saygı duyuyorum. Daha farkındayım. En önemli şey, edindiğiniz deneyimlerden yararlanmaktır. Depresyon bugünlerde aşırı kullanılan bir kelime. Teşhisi olmayan birçok insan, sahip olduklarını söylüyor. Tıpkı panik ataklar gibi tedavi edilmesi gereken ciddi bir hastalık. Bu kelimeyi fazla kullanamazsınız ama aslında onun hakkında konuşmalı, onu ciddiye almalısın. Bence ağrıyan bir dizle oynamak, depresyonla oynamaktan çok daha kolay. Brezilya’da olanlara geri dönelim. Orada sahne aldığım için çok mutluyum. Oynayabileceğim en empatik kulüptü. İnsanlar hücum yüzdemin ne olduğunu değil, en çok nasıl hissettiğimi önemsiyordu. Daha önce böyle bir şeyle karşılaşmadım. Bana yardım etmeleri gerekiyordu. Bana orada yaşama sevincini öğrettiler.” 

Malwina Smarzek ile gerçekleştirilen sohbetin tamamına ulaşmak için tıklayınız.

 

 

Haberi Paylaş

7.395 thoughts on “Smarzek: “Türkiye’yi sevmiyorum”

  1. Nurhan says:

    biz de ülke olarak sana bayılmıyoruz.kİm olduğunu dahi bilmiyorum. benim ülkem için de bu durum böyle olduğunu düşünüyorum……sen brezilya da devam et…..seni Türk taklımları tercih etmediği için böyle şeyler söylüyorsunuz….bizim düşüncelerimiz de bundan ibaret….

  2. Göksel says:

    Bizde sana aman aman bayilmiyoruz çok ta tin Türkiye’yi sevmem smarzek bizi seveni alırız bizde bulunmaz Hint kumaşı değilsin sende alt üstü pasör caprarazisin senden çok var istediğin yerde oyna çokta tin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir