Tarihe geçecek altın yıl

İyisiyle kötüsüyle bir sezonu daha Fenerbahçe Acıbadem’in şampiyonluğuyla geride bıraktık. Şampiyonlar Ligi’ni Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom’un, Dünya Kulüplerarası Şampiyonayı Fenerbahçe Acıbadem’in ve Türkiye Kupası’nı Eczacıbaşı VitrA’nın kazanması Türkiye’nin dünya voleybolundaki geldiği noktanın en önemli göstergesi. Unutmadan 3 takımda bu zaferleri yaşarken ’Namağlup’ apoletini taktılar. Ayrıca sarı-lacivertlilerin sezon başında kazandığı Süper Kupa’yı da unuttuk zannetmeyin. Kendimizce bu sezonun ’En’lerini seçtik. Buyrun eser bizden takdir sizden:

MVP: Glinka

Anne olduktan sonra ortaya koyacağı performans herkes tarafından merak ediliyordu. Sezon başında Vakıfbank Güneş Sigorta’ya geldiğinde Neslihan gibi bir dünya starının yerini doldurup doldurmayacağı ise ayrı bir merak konusuydu. Ancak o ortaya koyduğu performansla hem takımının Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunda hem de sezon başında kimsenin şans vermediği ligde final oynamasını sağladı. Kuşkusuz bu sezonun en önemli yabancı oyuncusu. Vakıfbank’la olan sözleşmesini uzatması biz voleybolseverler olarak da ayrı bir mutluluk unsuru. Takımının sıkıştığı anlarda hep emniyet kemeri oldu ve ’tehlike anında camı kırınız’ sloganına uydu.

Pasör:

Naz:

Hem geçen sezon hem de bu sezon ligin en iyi pasörü seçilmesi tesadüf olamaz. Önünde Fofao gibi bir tecrübe abidesi olmasına rağmen formayı o kaptı ve hakkını da verdi. Özellikle final serisinde gösterdiği performans alkışı fazlasıyla hak etti. Türkiye’de pasör yetişmiyor diyen insanlara da en güzel cevap Naz Aydemir oldu.

Nilay:

Antrenörü Giovanni Guidetti ona ne zaman formayı teslim etse elinden geleni fazlasıyla yaptı. Yedek kaldığında da ilk 6 başladığında da o yüzündeki hoş gülücük eksik olmadı. Başka bir takımda olsa ilk 6 oynaması garantiydi. Ancak o diğer pasör arkadaşı Özge ile de değişerek oynamasına rağmen uyum gösterdi. Bence Guidetti elinde hem Nilay hem de Özge gibi 2 çok iyi pasör olduğu için çok şanslı.

Orta oyuncu:

Bahar:

Geçen sezon Milli Takım’da yakaladığı başarılı performansını Vakıfbank’ta da üstüne koyarak devam ettirdi. Kendisinin deyimiyle antreör Giovanni Guidetti, Maja Poljak ve geçen sezon yedeği olduğu Maculewicz’den çok şey öğrendi. Vakıfbank’taki dinamizmin en önemli unsuru.

Eda:

2 numaraya kayarak yaptığı tek ayak hücumlarının püf noktalarını kitap haline getirip satışa çıkarsa satış rekorları kıracağı kesin. Pasör Naz ile sürekli oynamaları da birbirlerini çok iyi tanımalarını sağladı. Artık bu ikili neler yapabileceklerini gözlerine bakarak bile anlayabiliyor.

Pasör çaprazı:

Neslihan:

Eczacıbaşı VitrA’nın İzmir’deki dörtlü finallerde Türkiye Kupası’nı kazanmasında başrolde yine Neslihan vardı. Türkiye voleybolunun özellikle son 10 yılına damga vuran ’Dünya Sayı Kraliçesi’ takımı lige yarı finalde, Şampiyonlar Ligi’ne ise son 6’da veda etmiş olsa da ortaya koyduğu performans yine azımsanmayacak kadar fazlaydı.

Skowronska:

Gamova’nın yerini doldurmak zordu. Hatta antrenörü Ze Roberto zaman zaman yabancı kısıtlaması nedeniye onun yerine orta oyuncu olarak Fürst’e şans verdi. Ancak o formayı ne zaman alsa hakkını verdi. Bunun en güzel örneği final serisinin son 2 maçında sarı-lacivertlilerin en skorer oyuncusu olarak şampiyonluğa yaptığı katkı.

Libero:

Gizem:

Onun için fazla söz söylemeye gerek yok. Sadece Türk voleybolunun güleryüzlü liberosu desek yeterli olur sanırım. Takımı önde de olsa geride de olsa o güleryüzüyle takımına pozitif enerji aktarıyor. Onun hakkında yorum yapmak zaten bize düşmez. Çünkü elinde hem Şampiyonlar Ligi’nin en iyi liberosu ödülü hem ligin en iyi liberosu ve ligin en iyi manşet alan oyuncusu ödülü var. Sıra Dünya Kulüplerarası Şampiyona’da. İnşallah onu da alacak..

Gelecek vaat edenler:

Gamza Alikaya:

Sanırım bir pasörde olması gereken ne varsa onda fazlasıyla mevcut. Bu sene Arzu Göllü gibi bir efsaneyle aynı takımda oynama şansı buldu ve ondan da çok şey öğrendiği bir gerçek. Pasörlüğünün yanında attığı iyi servisler, aldığı iyi manşetler ve top öldürme özelliği onun çok büyük artıları.

Ece Hocaoğlu:

Onun için fazla söz söylemeye gerek yok sanırım. Avrupa Yıldız Kızlar Şampiyonası’nın MVP’si. Herkes tarafından geleceğin Neslihan Darnel’i olarak gösterilen bu genç yetenek inşallah uzun yıllar Türk voleyboluna hizmet edecek.

Ezgi Dağdelenler:

İller Bankası’nın Türk voleyboluna son hediyelerinden. Özelikle İzmir’deki Dörtlü Finaller ve çeyrek finaldeki Galatasaray Medical Park karşısında ortaya koyduğu oyun onun yeteneklerini gözler önüne sermeye yetti. Birçok büyük takımın takibinde olduğu bir gerçek. Meryem Boz’dan sonra inşallah İller Bankası onu da kaybetmez.

Murat Mert YÜCEKÖK
Vatan Gazetesi Voleybol Yazarı


Haberi Paylaş

Comments are closed.