Eczacıbaşı Spor Kulübü’nde 7 sezondur forma giyen ve takımın kaptanlığını yapan Esra Gümüş ile bir araya geldik. Tecrübeli oyuncu ile hem Şampiyonlar Ligi’ni hem de Türkiye Liglerini konuştuk.
-Çok klasik bir soru ile başlayacağım röportaja. Voleybola nasıl ve nerede başladın?
Orta 1’e giderken beden eğitimi öğretmenim vardı o zaman yaşıtlarıma göre daha uzun boyluydum okul takımında Ankara Vakıfbank Spor Kulübü ile birlikte çalışıyorlardı beni Vakıfbank’ın alt yapısına gönderdi. Bir cumartesi günü gittim, elemeler vardı elemelerden geçtikten sonra alt yapıda oynamaya başladım. Daha sonra yetenekli bulup küçük takıma aldılar daha sonra oradan Yıldız, Genç derken A Takıma çıktım. A takımda Vakıfbank’ın kapanması ve Güneş Sigorta ile birleşmesiyle İstanbul’da Yeşilyurt’a geldim.
-Neden Vakıfbank Güneş Sigorta’ya değil de Yeşilyurt?
O da şöyle gelişti. Adnan Kıstak bizim alt yapılarda Milli takımdan antrenörümüzdü. Kulübün kapanacağını duyup bana teklifte bulundu. ‘’Kulüp kapanacak kızım sen de oynamak istiyorsan eğer Yeşilyurt’a gel’’ dedi. Ben o zaman alt yapıdan A takıma çıkan çaylak oyuncuydum. Ve ilk 6 oynamak istiyordum. Vakıfbank Güneş Sigorta gibi büyük bir takımda ilk 6 oynama şansım yoktu. Bu yüzden ben de ‘’tabii Adnan ağabey gelirim’’ dedim ve Yeşilyurt’a geldim. Yeşilyurt’ta Türkiye 1. Ligi’nde ilk 6 oynamaya başladım burada 4 sene oynadıktan sonra Eczacıbaşı’na transfer oldum. Eczacıbaşı’nda 7. senem.
-Aslında sen hep Eczacıbaşı Esra olarak tanınıyorsun yanılıyor muyum?
Evet öyle tanınmaya başladım. Çünkü 2003 Avrupa Şampiyonası’nda biz filenin sultanları olarak ün yaptığımızda ben aslında Yeşilyurt’taydım. Ama hemen o sene Eczacıbaşı’na transfer oldum ve o yüzden de insanlar hep Eczacıbaşı’nda olduğumu sandılar. Daha sonra Eczacıbaşı’nda kaptanlığa getirildim, sonra Milli takımda kaptan oldum. Böylece Eczacıbaşılı Esra olarak tanıdılar.
-Peki voleybolu Eczacıbaşı’nda mı bırakacaksın?
Neden olmasın. Aslında profesyonel hayat bu. Neler getireceğini bilemeyiz. Başka kulüplerde de oynama şansı bulabilirim ama burada çok uzun yıllar emek verdiğim için buranın ben de çok özel bir yeri var. Burada bırakmayı isterim tabii ki.
-Türkiye Ligi’ne dönmek istiyorum şimdi. Nasıl buluyorsun Türkiye Ligi’ni?
Şu anda bence Türkiye ligi çok kaliteli bir lig oldu. Çünkü baktığınız zaman voleybolun divası olarak anılan İtalya Ligi’nde yatırım düşmeye başladı. Oradaki oyuncular Türkiye’ye geliyor. Bütün dünya starlarına baktığınız zaman Fenerbahçe Acıbadem, Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom, Eczacıbaşı VitrA, Galatasaray gibi bizim takımlarımızı tercih ediyor. Çünkü burada yatırım arttı. Böyle olunca Türkiye Ligi’nin kalitesi arttı. Üst taraftaki takımlar çok kuvvetli alt taraftaki takımlara daha az kalitede ama sonuçta Türkiye’ye çok iyi yabancı oyuncu geliyor. Ben play-offlar başlayacağı zaman çok güzel maçlar olacağını düşünüyorum.
-Bunun Milli Takımlara katkısı nasıl olur?
Seviye geliştiği için bizlerin gelişimi Milli takımada direk yansıyor. Zaten belli bir seviyeye geldik. Milli takımlarda dünyada üst sıralara geldik. Bence Türkiye Ligi’nin gelişmesi Milli takıma yansıyacaktır.
-Ya ligdeki şampiyonluk yarışı.
Ligdeki duruma bakarsak Eczacıbaşı VitrA, Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom ve Fenerbahçe Acıbadem şu an kapışıyor gözüküyorlar. Çetin bir lig geçecek ve seyri çok güzel olacak bence.
Sezon başında kulüp başkanımız olsun, yöneticilerimiz olsun menajerimiz olsun antrenörümüz hepsi bunu dile getirmeye çalıştılar. Gerçekten büyük yatırımlar yaptık. Bununda karşılığını almak istiyoruz. Şampiyonlar Ligi, Türkiye Kupası ve Türkiye Ligi var hepsinde hedefimiz kupayı kaldırmak. Türkiye liginde fiziği en iyi olan istikrarlı oyun ortaya koyan en iyi olan kazanacak.
-Biraz Şampiyonlar Ligi konuşalım. Cannes zorlu bir rakipti ve 3-0’lık skorlarla yenmeyi başardınız?
Cannes güçlü bir ekipti. Zor bir eşleşme olduğunu biliyorduk ve bunun için çok iyi hazırlandık. Fransa’da 3-0 kazanmak moralimizi yükseltti ama burada da işimizin kolay olmayacağını biliyorduk. Bu yüzden işi sıkı tuttuk. Altın set oynamak istemiyorduk. Bu bilinçle oynadığımız için galip geldik. Güzel bir galibiyet oldu.
-Bundan sonraki rakip Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom ve onları da geçerseniz yarı finalde rakip Fenerbahçe Acıbadem olacak.
Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom da güçlü bir ekip. Takım oyunu oynuyorlar ve başarılı sonuçlar alıyorlar. İki Türk takımının eşleşmesi iyi olmadı ama bu biliyorsunuz ki zorunlu bir eşleşme. Bizde iyi takım oyunu oynuyoruz. Seyirciler güzel ve temposu yüksek maçlar izleyecekler diye düşünüyorum.
Fenerbahçe Acıbadem ile ilgili olarak da önemli olan bizde sistem çünkü antrenörün bize yansıttığı oturtmaya çalıştığı bir sistem var. Bu sistemi bağlı kalırsak takım oyunu oynarız. Takımda oynayan çok star oyuncu var hepsi bu sisteme göre oynuyorlar. Bu da bizim avantajımız. Fenerbahçe’de de çok iyi oyuncular var. Onlar ev sahibi oldular seyirci avantajları var. Yarı finalde karşılaşsak o gün bence hangi takım gününde olursa sistemini sahaya yansıtırsa kazanan o olacak. Bende şansımızı yüksek görüyorum.
-Çok geniş bir kadroya sahipsiniz antrenörünüz de bu kadroyu özellikle sezon başında dinlendire dinlendire kullandı. Çok uzun süre bir arada oynamadınız. Bu bir avantaj mı?
Kadrolar geniş olduğu için mesela Fenerbahçe’ye baktığınız zaman onlarında geniş bir kadrosu var. Şampiyonlar Ligi ve Türkiye Ligi’nde kadrolar değişebiliyor. Dinlendirebiliyorsunuz. Bu büyük bir avantaj bizim takım içinde öyle. Çünkü gerekten çok yoğun bir tempodan lige geldik. Sadece Dünya Şampiyonası değil öncesinde de çok uzun bir kamp dönemi yaşamıştık. O yüzden şimdi böyle bir kadro olması avantaj. Yeri geliyor hastalık oluyor, bazen sakatlık oluyor dinlendirebiliyorsunuz oyuncuyu. Sisteme bağlı kalarak oyuncu sisteme ayak uydurduğu için o yüzden oyuncu değişiklikleri olabiliyor.
-Milli takım antrenörüne değinelim biraz da. Tanıdığınız bir antrenör Milli Takım antrenörü oldu.
Aleksandro’nun gitmesi ani oldu o dönem için. Mehmet ağabeyi de tanıyorduk zaten. O kısa dönemde Mehmet ağabeyin bize katkısı olabilirdi. Oldu da Dünya şampiyonasına baktığınız zaman. Çünkü dünya 6.lığı hiç de küçümsenecek bir derece değil. Türk voleybol tarihinde bir ilk. İkinci kez katıldığımız Dünya Şampiyonası’nda ilk 6’ya girdik. Önümüzde ilk 5’e giren takımlara baktığımızda çok önemli takımlardı hepsi. Rusya, Brezilya, Japonya, Amerika ve İtalya. Bence yaptığımız derece Türk voleybolu açısından çok önemli bir dereceydi. Şimdi biz Eczacıbaşılıların tanıdığı bildiği Motta takımın başına geldi. Camiada dışarıdan agrasif olarak bilinse de çalışmayı ve çalıştırmayı çok seven bir insan. Özellikle genç oyuncular için çok faydalı olacağını düşünüyorum. Onunla tekrar çalışacağım için mutluyum. İnşallah bütün takım arkadaşlarımla uyumlu bir çalışma ortamı oluştururuz güzel günler bizi bekler. Çünkü Türk voleyboluna katkı
yapmayı isteyerek geldiğini biliyorum.
-Avrupa’da voleybol oynamak ister misin?
Ben daha önceden başka röportajlarımda da söyledim. Daha önceden ‘’Avrupa’ya gideyim bu tecrübe her sporcu için tatması gereken bir şey’’ diye düşünüyordum. Çünkü değişik kültürlerde oynuyorsun değişik ülkeler görüyorsun. Sevdiğim bir işi yapıyorum. Öyle düşünüyordum ama birkaç yıldır Türkiye’de yatırım daha iyi Türkiye Ligleri daha kaliteli. Baktığınız zaman dünyanın bütün starları Türkiye’ye geldiği için ne gerek var diyorsunuz. Yani yurt dışına gitmeyi düşünüp de şimdi ne gerek var diyen pek çok arkadaşım var. Ben Eczacıbaşı’nda kariyerime Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu koyabilirim, Türkiye ligi şampiyonluğu koyabilirim güzel tecrübeler yaşayabilirim. Avrupa’da yatırım yapan şampiyonlar ligi şampiyonluğu için çabalayan kaç tane takım var. O yüzden artık Avrupa’yı düşünmüyorum.
-Son olarak gençlere neler tavsiye edeceksin?
Bence voleybol diğer sporlara baktığınız zaman çok teknik bir spor. Çok çaba isteyen çok sabır isteyen bir spor. İnişli çıkışlı zamanları oluyor sporcuların. Fiks şeyler vardır özel hayata dikkat etmek çok çalışmak gibi. Ama önemli olan disiplindir. Voleybolda da disiplin çok önemli istikrar sağlamak için disiplinli olmak gerekli. Gençlere bunu tavsiye ederim.
Comments are closed.