Halkbank Erkek Voleybol Takımı’nının genç yıldızı Abdullah Çam:Umuda yolculuk başlıyor
“Bizim çocuğumuz” deyiminin en iyi örneklerinden biri Abdullah Çam. 15 yaşında girdiği Halkbank kapısından Milli Takımlar ve kısa tatiller dışında pek çıkmadı. Her yaş kategorisinde milli de ola ola yükseldi.
2019-2020 sezonunun başlamasına kısa bir süre kala Abdullah Çam’la tarihi Ankara Garı’nda buluştuk, yeni sezonu ve kendisini konu edinen bir söyleşi yaptık.
Bu seneyi anlatır mısın? Günler nasıl geçiyor. Hem voleybol dair, hem özel hayata (zaman kalıyorsa) neler söyleyeceksin?
Bu sezon başında gerçekten yoğun bir tempoda çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. Bolu’da başlayan hazırlık kampıyla birlikte bir ritim yakaladığımızı düşünüyorum. Sık sık hazırlık maçı oynayarak yarışma ortamında takım olarak neler yapabileceğimizi gördük ve çok umutlandık.
Özel hayatımızda önce okul var tabi. Sonrasında yine takım arkadaşlarımızla birlikte oluyoruz. Antrenmanlardan önce kahve, idman sonrası yemek yiyoruz. Önceliğimiz voleybol olduğu için özel yaşantımızı da voleybolla şekillendiriyoruz.
Sekiz yıldır Halkbank çatısı altındasın. Sana bu yıl da çok ihtiyaç duyulacak. Hazır mısın?
Evet, uzun süredir Halkbank forması giyiyorum. Bir çok yıldız isimle birlikte idman yaptım, oynadım. Bu sene tüm takımlar eşit düzeyde yatırım yaptı. Bizim takımımızda rekabet ortamı yüksek. Öte yandan, üç kulvarda mücadele edeceğiz. Bu nedenle, birbirimizin eksiklerini kapatarak devam etmek zorundayız. Diğer sezonlara göre daha fazla süre alacağımı düşünüyorum. Önemli olan takımın başarısı. Hedeflere ulaşmak adın,a kim daha formda ve oynuyorsa ona yardımcı olacağız. Bana verilen sürede takım için faydalı işler yapacağıma eminim. Tüm takım için güzel bir sezon olmasını diliyorum.
Çok ünlü teknik adamlar ve oyuncularla birlikte oldun. Sana neler kattılar. İçlerinde unutamadıkların, faydalandıkların, sana hoca olanlar kimlerdi? Bütün bunları bir şans olarak değerlendiriyor musun?
Değişik ülkelerden tecrübeli antrenörlerle çalışma fırsatı buldum. Her sporcunun yakalayabileceği bir fırsat olmadığını düşünüyorum. Bireysel olarak her birinin gelişmeme katkısı olduğunu oldu. Mesela Lorenzo Bernardi’nin atak için önerileri, Slobodan Kovac’ın manşet ve özgüven ile ilgili telkinleri, Alberto Giuliani’nin servis ve sabırla ilgili öğrettikleri benim için çok önemli detaylar oldu.
Samsun’da Türkiye Şampiyonluğu’nu kazandıktan sonra Bernardi’nin söylediği, “İyi oyuncular geri bakmaz, kupayı kazandık şimdi zirvede kalabilmek adına gelişmeye devam etmek zorundayız” sözü voleybola bakış açımı değiştirdi.
Okul, ev, idmanlar, aşk hayatı… Zaman yetiyor mu?
Geçtiğimiz Ocak ayından itibaren okula ağırlık vermeye başladım. Fakat genellikle okul ve antrenman saatlerimiz birbirine denk geliyor. Antrenmanın tek olduğu günlerde sabahları okula gidiyorum, çift günlerde yetişebilirsem derslere katılıyorum. Hocalarımla ikili iletişimimiz çok iyi. Biliyorum ki, voleybol bir gün bitecek. O gün geldiğinde her şey daha kolay olmayacak. Bu nedenle genç ve enerjim yerindeyken diplomamı almak istiyorum. Sadece okulu bitirmek amacında değilim, öğrenmenin peşindeyim. Çünkü beden eğitimi öğretmenliği bölümü okuyorum. Voleyboldan sonra öğretmen olduğumda insanlar çocuklarını bana emanet edecek. Bu büyük bir sorumluluk. Ben de bilgili ve kariyerli bir öğretmen olmak istiyorum.
Ders olmadığı günlerde dinlenmeyi tercih ediyorum. Tek yaşamanın en zor yanı yemek yapmak. Gün içinde sürekli koşuşturma halinde olduğumdan, yorgun düşüyorum ve bazen yemek yapmak gerçekten zor geliyor.
Kız arkadaşımla 6. yılımız. Kendisine evlenme teklif ettim ve “Evet” yanıtı aldım. Artık aileler bir araya gelecek, gelenek ve göreneklerimizi yerine getireceğiz. Kısa zamanda nişan ve düğün hazırlıklarına başlayacağız. Kız arkadaşım da sporcu. Bu yıl Ankara dışında bir takımla anlaştı. Mesafe uzak olduğundan, görüşme şansımız pek olmuyor maalesef.
Prensip sahibi planlı programlı birisi olduğumu düşünüyorum. Birşeyi yapmak istiyorsam eğer, mutlaka vakit ayırabilirim.
Senden daha gençlere önerilerin neler olur?
Benden daha gençlere önerilerim şunlar olabilir:
1-Bazı tecrübeleri yaşayarak öğreniyoruz. Fakat kötü tecrübeleri yaşamak zorunda değiliz, daha az zararla atlatabiliriz. Bunun için büyüklerimizin hatalarından ders çıkarmalıyız. O edinimler bizi daha az yanlış yapacağımız bir hayata hazırlar.
2-Genel olarak spor ve okul bir arada yürümüyor diye bazen sitem ediyoruz. Eğer istersek kendimizden, uykumuzdan fedakarlık yaparsak kesinlikle ikisi birlikte yürüyor. Okulu aksatmamalarını öneriyorum.
3-Azimli, hırslı, istekli ve .alışkan bir yapıda olmalarını salık veririm. Çünkü bunlar bir araya geldiğinde, hedefleyip de yapamayacakları bir şey olmadığını düşünüyorum.
Biraz da neşeli sorular?
Halen bir fobin, uğurun var mı?
Fobi olarak dağınık olmak beni rahatsız eder evimde gözüm kapalı her şeyin yerini bilmem gerek. Bunun harici bir durum olursa, kendimi kötü hissederim.
Uğura inanmıyorum demiyorum ama aşırı bir takıntım da yok doğrusu.
İdolün var mı?
İdolüm elbette var. Önceki yıllarda Halkbank için birlikte ter döktüğümüz Osmany Juantorena, Michal Kubiak ve benden önce forma giymiş olan Matey Kaziyski.
Mars’ta bir voleybol takımı kurulsa da sen çağırsalar gider miydin? Gidersen, yanına ne alırdın?
Mars’ta bir voleybol takımı kurulsa beni çağırsalar giderdim kesinlikle. Ben hiçbir şey almasam bile annem kesin konserve, atlet mont, almam için zorlardı!
Takımdan bir arkadaşınla ilgili birşeyler söylesen?
Takım arkadaşlarımdan Furkan Aydın’la uzun süredir dostluğumuz, iyi bir diyaloğumuz var. Bazen veya genellikle kendisinin taklidini yapıyorum. Takımca eğleniyoruz. Elbette Furkan’la aramızda bir dargınlık, kırgınlık olmuyor. Çünkü Furkan çok olgun biri.
Comments are closed.