Veda busesi

Eczacıbaşı Dynavit’in final serisinde Fenerbahçe Opet karşısında tek maç bile kazanamamasının getirdiği moral bozukluğu ve kaybetme korkusunun takımın üzerinde kara bulut gibi gezinmesi, Vakıfbank’ı Torino’da doğal favori haline getiriyordu sevgili voleybolseverler. Ancak Türk finalinde sonucu belirleyen en önemli faktör, takımdaki son maçını oynayan Paola Egonu’nun Vakıfbank’taki en iyi oyununu sergileyerek maçı domine etmesi oldu.

Hep bugünü beklediler

İtalyan yıldızın Vakıfbank’a transfer haberi duyulduğundan beri sarı siyahlı taraftarlar farklı bir beklenti içerisine girmişti. Ancak Egonu’nun sezon başında kaybedilen Şampiyonlar Kupasındaki vasat altı oyunu, ligin tamamında ortaya koyduğu performansın düşüklüğü ve play-off yarı final serisindeki çalkantılı hali, Vakıfbank’a gönül verenleri bir hayli üzmüştü. Bugün voleybol hayatının en iyi oyununu oynadığı söyleyebileceğimiz İtalyan pasör çaprazı, sarı siyahlı camiaya adeta bir veda busesi verdi. Maçın tamamında takımın yaptığı hücumların yarıdan fazlasına (57/113) imza atan Egonu, -ilk setteki akıl almaz hatalarına rağmen- bu toplara %65 ile hücum ederek toplam 40 (1 Srv. 2B) sayıya imza attı. Ligin genelinde set başına 6 civarında sayı üreten Egonu, en yüksek seviye maçta bu rakamı 10 olarak gerçekleştirdi ve belki de bir Dünya rekoruna imza attı. Hep bugünü bekleyen sarı siyahlılar, günün sonunda çok mutlu olsa da kaybedilen 3 kupa için “Bugüne kadar neredeydin?” diyecektir İtalyan yıldıza.

Bu istisnai performansın haricinde söylenebilecekler, Vakıfbank’ın doğal olarak servisleri Irina Voronkova’nın üzerine yıkarak çok etkili olmayan servislerle dahi Rus smaçörü oyundan düşürmesi, manşette takımın neredeyse bütün yükünü çeken Gabi Guimaraes’in ikinci set haricinde hücumda da çok etkili (%50H, 15S) oynaması, bu tarz maçlar için çok tecrübesiz sayılabilecek Kara Bajema’nın takımın zayıf karnı (%33H, 9S) olmasına rağmen zaman zaman olumlu işlere imza atması, Chiaka Ogbogu’nun file üzerined bir örümcek misali her yere yetişip ağ örer misali blokta topa temas etmesi ve hücumdaki ekstra katkısı, çaprazındaki Zehra Güneş’in uzun zamandır görülmeyen standart performansına (%67H, 5B, 10S) dönüş yapması olacaktır.

Kaybettiği set incelenirse, Vakıfbank’ın kendi hatalarının kurbanı olduğunu söylemek mümkün.

Malumun ilanı

Ligdeki namağlup serinin aldatıcı olduğunu, Eczacıbaşı Dynavit’in belirli bir çizgide belirlenmiş bir formasyona göre oynamadığını daha önce de dile getirmiştik. Bunun sonucu olarak hedef maçların sürekli kaybedildiği ise önümüzde duran bir başka gerçek.

Bugün maçın başından itibaren Tijana Boskovic ile oynayarak kazanma düşüncesi, Sırp yıldızın daha önce de görüldüğü üzere üzerindeki yükten dolayı en kritik yerlerde hata yapması ile noktalandı. %37 ile top öldürerek hücumda 15 sayı üreten Boskovic, hücum hataları ve bloğa yakalanma sonucu ise toplamda 13 sayının yitirilmesine neden oldu. Manşette dökülen Voronkova’nın final serisinin kayıp ismi Hande Baladın ile hücumda oldukça etkili (%50H / %50H) oynaması ise ikinci şans sayı yüzdesinin rakibe göre son derece düşük kalması, Boskovic’ten beklenen katkının alınamaması ve Vakıfbank’ın yüksek yüzde ile oynamasından dolayı tabelayı değiştirmedi. 

Maja Ognjenovic’in ikinci toplara yaptığı etkili hücumlar Eczacıbaşı Dynavit için hayati önemdeydi. Ancak deneyim abidesi Sırp pasörün bu çabası, ortadan rakibi kadar etkili olamayan turuncu beyazlı takımı kurtarmaya yetecek düzeyde değildi.

İlk sette sönük kalan Beyza Arıcı yerine kalan bölümü Laura Heyrman ile oynamak, yapılması elzem bir uygulama idi. Sorulması gereken soru, Belçikalı orta oyuncunun yabancı sınırlaması olmayan bir maçta neden ilk 6 başlatılmadığıdır. Zira Heyrman, oyunda kaldığı süre içerisinde (8S, 2B, %55H) Sinead Jack Kısal’dan (8S, 2B, %50H) dahi iyi bir performansa imza attı.

Turuncu beyazlılarda anlayamadığımız bir başka unsur ise neden sahaya 2 libero ile çıkarak kendi ayağına pranga bağladığıdır. Aybüke Özel’i normal forma ile sahaya çıkarsanız, arkada çoğu zaman işkence çeken Voronkova ya da zaman zaman aksayan Baladın’ı bir turluğuna kenara alıp manşeti güçlendirme ve Rus smaçörü dinlendirme (Fiziksel-mental) fırsatı bulursunuz. Manşet zafiyeti olan bir takımda sahaya adım dahi atmayacak 2.liberonun ne faydası olur, takdir sizlerin.

Sonuç itibarıyla yüksek bir bütçe ortaya koyarak iddialı bir kadro ile yola çıkan Ayazağa ekibi, sezonu hüsranla kapadı. Bundan sonra yapılması gereken, bu hatalardan ders alarak önümüzdeki sezon eve bir kupa getirme yollarının aranmasıdır.

Gereksiz davranış yakışmıyor

İlk sette skor 22:23 iken Vakıfbank baş antrenörü Giovanni Guidetti, maç boyunca iyi bir yönetim göstermeyen İtalyan yardımcı hakeme mola işareti yaptı. Molayı veren Ilaria Vagni düdüğü yavaş üfleyince baş hakem Stanislava Simic Eczacıbaşı Dynavit’in servis atması için düdük çaldı. Molayı alan sarı siyahlılar saha kenarına varmışken turuncu beyazlılar servisi kullandı. Top yere düşünce de olayı süzemeyen Sırp baş hakem, sayıyı Ayazağa ekibine verdi. Vakıfbank cephesi doğal olarak yoğun itirazlarda bulunurken Eczacıbaşı Dynavit baş antrenörü Ferhat Akbaş, -son derece gereksiz bir biçimde- yardımcı hakeme servisin atıldığını, baş hakemin düdük çaldığını, artık molanın verilemeyeceğini belirten jest ve mimiklerde bulunuyordu. Son derece beyefendi kişiliğiyle tanınmasına rağmen bazı kritik maçlarda buna benzer davranışlarına tanık olduğumuz Akbaş’a sorulması gereken sorular şu şekilde olacaktır.

  • Bir baş antrenörün görevi, oyun durmuşken kendi takımıyla ilgisi olmayan bir pozisyonda oyuncuları ile ilgilenmek yerine yardımcı hakemi etkilemek suretiyle haksız bir sayı kazanmaya çalışmak ve ortamı germek midir? 
  • Simic maçı psikolojik bir harbe çevirecek saçma sapan kararında direnip sayıyı Eczacıbaşı Dynavit’e verse ve turuncu beyazlılar seti haksız bir şekilde kazansa, Akbaş bundan mutluluk duyacak mıdır?
  • Bu tarz Makyavelist bir yaklaşım, Eczacıbaşı gibi bir kulübe yakışmakta mıdır?

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan Kösem

kkayhan@hotmail.com

Haberi Paylaş

257 thoughts on “Veda busesi

  1. Oktay says:

    Ferhat eczacının asla koçu olamaz ben bunu hep söyledim yazık oluyor boskovice …artist bir koç ve çok itici bunu FB OPET lig finalinde aslının kaçırdığı serviste bile sahaya girip yumruk sıkması ne denli daha çocuk olduğunun ispatıdır…yıl boyunca hiç bir kupa almamak koca yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir