Voleybol antrenörü dediğimiz nedir?

Voleybol antrenörü dediğimiz nedir? Ülkenin büyük takımlarında oynamış, voleybol yaşamını tamamlamış, bir çeşit emekli voleybolculardır. Her ne kadar çağımızda, üniversitelerin BESYO ya da Spor Bilimlerinde antrenörlük eğitimi yapıyorsa da henüz tam anlamıyla uygulamada bu tür eğitim almış antrenörlerle pek karşılaşamıyoruz.

Geniş bilgisi ve yeteneği olmayan! Güçlü fiziği, normal zekaya sahip herkes antrenörlük yapabiliyor. Örnekleri ülkemizde çoktur maalesef!  Bir terslikte var bu konuda. Bilgisi, yeteneği ve donanımı olmayanlar olanlardan daha güçlü, bu konuda ciddi eğitimler almış pek çok antrenörlerimizin olduğunu biliyoruz ancak, alaylı olarak yetişmiş antrenörler kadar, eğitimli antrenörlerin çok ilgi gördüğünü düşünmüyorum.  Ülkemizde de bu işe gönül verenlerin sayısı o kadar az ki, “Ben voleybol antrenörüyüm” diye ortaya çıkan hatırı sayılır voleybolu öğrenmek isteyenlerin büyük çoğunluğunun diplomaya, oyuna ya da emeğe baktığı yok.. Diploması alt kademelerde  olup çok iyi antrenörlük yapanlar da var.. Gerçekten voleybol’u gönülden yapacak ve sevecek kişilere ihtiyaç var.  Ama dünyada hiçbir yerde kaliteli mal ve hizmeti değerinin altına alamazsınız. Diplomalı yani okullu, diplomasız yani alaylı ve her ikisine sahip olanlar, aslını sorarsanız ikisine de sahip olanı kuşkusuz daha iyi olacaktır.

Şimdi diplomalı antrenör inceleyelim: Konumuzda kastettiğimiz diplomalı antrenörler hayatlarında hiç voleybol oynamamış kişilerden olabilir. Bir iki topa vurmuş, bakmış ki talep iyi, hadi “Ben antrenörüm”. Federasyon da onaylıyor!  Bu antrenörler (Şimdinin I.kademe voleybol antrenörlüğü) voleybol öğretmenliğinden ileri gidemezler. Büyük çoğunluğu iyi niyetlidir ama her iş gibi çıraklık yapmadığınız işte usta olmanın çok zor olduğunu bilmelisiniz.. Gerçi gerçek antrenör sıfatını yakalayabilenlerin çoğu da “At topu! Vur topa! Pınar yan dönme! Arzu dizini bük!” demekten farklı bir şeyler yapmak gerekir.. Dünyanın hiç bir yerinde iyi oynamakla iyi antrenörlük arasında direk ilişki kurmazlar. Öğretmek, öğrenmek ve oynamak çok farklı şeylerdir.

Ne olduğunu bilmediğimiz, yabancı antrenörlere yüksek bütçeleri olan kulüpleri kayıtsız şartsız teslim ediyoruz, nerdeyse kulübün anahtarını veriyoruz, (günümüzde anahtarını verecek kulüplerde kaldıysa) üstelik bu antrenörlerden gerektiği gibi de yararlanmıyoruz. Ders almasak bile, yıllar yıllı onları bir kurtarıcı görme yanılgısından kurtulamadık.  Sanırım onları gereğinden fazla büyük görme alışkanlığından kaynaklanıyor, giderek bu antrenörler kulüp isimlerinin üstünde anılmaya başlarlar. Belki de en önemelisi ise, kendilerini gerçekten bu sıfatlara layık olduğunu sanıp, onunla bütünleşiyorlar. Ülkemize bir çok yabancı antrenörler gelip gitmiştir, bazıları da birkaç defa, soruyorum hangisi ne kadar Türk voleybolumuza katkı sağlamıştır, Türk voleybolu ne kazanmıştır veya ne kazanmalıydı, ne kazanmalı! gibi sorulara cevap aramalıyız diye düşünüyorum, bu soruların cevabını sayıları gittikçe artan bir türlü tek çatı altında birleşemeyen antrenör dernekleri cevap vermelidir diye düşünüyorum.

Bizim Voleybol kamuoyumuzda, takımı şampiyon yapan! Antrenör, iyi antrenördür gibi bir düşünce var. Bu nedenle de şampiyon olamayan takımlar, ilk fırsata antrenörün işine son veriyor, oysa hiçbir antrenör tek başına takımı şampiyon yapamaz. Başarı ve başarısızlıkta tabi ki sorumluluğu vardır ama tek başına değildir. Herkes suçu antrenöre yükler ama bu sorumlulukta kulübünde payı vardır. Ne yazık ki Türk voleybol antrenörleri bir ağlama duvarı gibidir. Yanlış bir yaklaşım! Her zaman olduğu gibi düş kırıklığına uğruyoruz, şampiyonluklar çok önemli ama bana göre daha da önemlisi var.  Türkiye Voleybol Federasyonu, Antrenör dernekleri, Hakem dernekleri ve medya hepsi sağduyu olmalı. Maç kazandığında federasyon çok iyi maç kaybettiğinde TVF kötülemek doğru olmadığına inananlardanım. Voleybola emek veren herkesin sağduyulu ve birbirine saygı göstermelidir. Birbirleriyle zıtlaşıp, önyargılı, kesin hükümlü, abartılı yorum yerine, haklara saygı gösteren, ölçülü ön yargısız davranıp, birbirlerine dostça davranmalıdır. Olur mu böyle şeyler voleybolda diyorsunuz değimli?  Hayal kurma diyebilirsiniz.  Doğrudur!  Bence böyle olması gerekiyor, böyle olmasını gönülden diliyorum………………. 

Voleybol dolu günler dileğiyle…………..

Barbaros Çelenk
                                                                                                                       


Haberi Paylaş

Comments are closed.