“Yurt dışı hayallerim var”

A Milli Erkek Voleybol Takımımızın ve Arkas Spor’un genç yeteneği Mirza Lagumdzija ile bir araya gelerek çocukluğu ve Türkiye’ye geliş sürecinden günlük yaşantısına, kulüp sezonundan milli takım dönemine kadar birçok konuya değindiğimiz bol kahkahalı bir röportaj gerçekleştirdik.

Bosna’da başlayan voleybol hikayesinin ilk günlerinden Filenin Efeleri’ne uzanan serüvenini dinlediğimiz başarılı smaçör, hem kadınlarda hem de erkeklerde rüya takım kurduğu röportajda Glenn Hoag ve Adis Lagumdzija hakkındaki sorularımızı içtenlikle yanıtladı ve yeni sezonda hangi takımda oynayacağını da açıkladı.

Bosna’da başlayan voleybol hikâyen İzmir’de devam ediyor. Seni İzmir’e getiren süreçten bahsetmeni istiyorum. Yolun nasıl Türkiye ile kesişti?

Voleybola 6 yaşında Bosna Hersek’te babamın spor akademisinde başladım. Adis de 6 yaşında voleybola başlamıştı. Babam eski voleybolcu, annem ise eski bir basketbolcu. Sporun içinde büyüdüm diyebilirim. Ben aslında futbolu daha çok seviyordum ama elime voleybol topunu alınca hiç bırakmak istemedim. 13 yaşına kadar Bosna’da voleybol oynamaya devam ettim. Haftanın her günü antrenmana gidiyordum. Babam artık buranın bize yeterli olmadığını düşündüğü için Türkiye’deki dostları ile iletişime geçti ve şu an VakıfBank’ın Altyapı Teknik Koordinatörü olan Üzeyir Özdurak’ın sayesinde Galatasaray’a transfer oldum. İki sene de Galatasaray’da oynadıktan sonra Arkas Spor’a transfer oldum. Burada altıncı sezonumu oynuyorum, seneye de burada oynamaya devam edeceğim.

Türkiye’ye ilk adım attığında neler hissetmiştin, çocukluğuna dair neler hatırlıyorsun?

Türkiye’ye ilk geldiğim zaman çok heyecanlanmıştım. Aynı zamanda ailemden ve doğum büyüyüp şehirden uzakta olacak olmak beni korkutmuştu. Adis ile beraber yaşayacaktım ama gene de bir korku vardı. Buradaki insanlar sayesinde çok kısa sürede Türkiye’ye alıştım ve iyi ki de gelmişim.

O dönem Gleen Hoag ile çalışma fırsatı bulacağın için Arkas Spor’a transfer olmak isteğinden bahsetmiştin. Hoag nasıl bir antrenör? Geldiğin günden bu yana sende neleri değiştirdi?

Glenn Hoag ile çalışmak bazen çok zor bazen ise çok eğlenceli. Aslında eğlenceli olma kısmı senin elinde olan bir şey. Gleen, disiplini çok seven bir koç aynı zamanda sürekli kendini zorlamanı ister. Antrenmanlarda her zaman yüzde yüz hazır olmanı bekler. İşini çok ciddiye aldığı için senden de aynı performansı bekliyor. Başarılı olmasan bile denediğini görürse bundan çok mutlu oluyor ve sürekli senin gelişmen için yardımcı oluyor. Buraya geldiğimden beri bana sürekli yardımcı oldu. Adis ile sürekli “İyi ki Arkas’ı tercih ettik” diyoruz. Burada oynadığım için çok mutluyum.

Voleybol kariyerinin ilerleyen dönemlerini düşünürsek uzun süre Arkas Spor’da oynamak, kulübün efsanelerinden biri olmak ister miydin?

Bunu hiç düşünmedim. Çünkü yurt dışında oynama hayallerim var. Adis gibi ben de bir gün İtalya’da oynamayı çok istiyorum, umarım bunu başarabilirim. Ne olursa olsun Arkas’ın yeri bende çok ayrı. Başka bir kulübe gitsem bile önünde sonunda buraya dönmeyi çok isterim.

Efe Mandıracı’nın sakatlığı takımdaki dengeleri değiştirdi. Biraz o dönemden bahseder misin? Takımdaki sorumluluğun arttı ve üstesinden başarıyla geldin.

Efe Mandıracı sakatlıktan sonra takım olarak çok korktuk. Çünkü ikinci kez sakatlandı ve bu durum bizi psikolojik olarak çok etkiledi. O takımın önemli isimlerinden biri ve olmayışında biz biraz düşüşe geçtik. Bir süre sıkıntı yaşadık ama sonrasında hemen toparladık. Şimdi takımca daha iyi oynuyoruz.

Sahada seni sürekli olarak gülümserken görüyoruz. Oyun içinde geride olsanız bile enerjin hiç düşmüyor. Psikolojik yönden bir destek alıyor musun?

Psikolojik bir destek almıyorum. Sanırım sürekli gülümsüyor olmam çocukluğumdan gelen bir alışkanlık. Genellikle pozitif bir insanım. Elbette benim de bazen düştüğüm anlar oluyor ama hemen kendimi toparlayabiliyorum. Takım içinde de genellikle herkesi motive etmeye çalışıyorum. Burutay ağabey de (Subaşı) bunu benim yapmamı istiyor. Takımı ateşleyen kişi sen olmalısın der hep.

Voleybola pasör pozisyonunda başladın ve şimdi smaçör olarak devam ediyorsun. Kendini bu pozisyonda nasıl hissediyorsun? Geçiş döneminde çok zorlandın mı?

Pasör olarak bir sene kadar oynadım. O yüzden smaçör oynamaya başladığım zamanlar çok zorlanmadım. Arada antrenmanlarda pas atmayı deniyorum ama iyi ki smaçör oynamaya karar vermişim diyorum. (Gülüyor) Voleybola başladığım zaman Adis ile birlikte Grbic kardeşlere çok özeniyorduk. Onlarda da biri smaçör biri pasör olarak oynadığı için ben sürekli Adis’e pas atıyordum. Zamanla smaç vurmayı da sevmeye başladım. Bir gün babam gelip: “Hangi pozisyonda oynayacağına artık karar vermelisin” dedi ve smaçör oynamayı seçtim. Altyapıda bazen pasör çaprazı olarak da oynadım ama smaçör pozisyonunda daha rahat hissediyorum.

Türk voleybolundaki smaçör havuzunu nasıl buluyorsun? Milli forma için çok sıkı bir rekabet var ve sen de bu rekabette yer alıyorsun.

Bence çok potansiyelli oyunculara sahibiz. Milli Takım için çok sayıda yetenekli oyuncunun olması büyük bir şans. Altyapılardan da çok güçlü oyuncular geliyor. Efe Mandıracı, Efe Bayram ve Cafer Kirkit çok başarılılar. Efe Mandıracı sakatlık yaşamasaydı şu an inanılmaz bir seviyede oynuyor olabilirdi. Hem ağabeylerimizle hem de altyapıdan gelen isimlerle çok başarılı işler yapacağımıza eminim.

Milli Takım demişken Filenin Efeleri’nde Alberto Giuliani dönemi başlıyor. Önümüzde de çok önemli turnuvalar var. Yeni dönem hakkında düşüncelerin neler?

Giuliani’yi daha önce Halkbank’ı çalıştırırken izleme şansım olmuştu. Slovenya Milli Takımı ile de büyük başarılar kazandı. Onlar da bizim gibi Altın Lig oynuyorlardı. Slovenya’yı VNL’e çıkardı ve Avrupa Şampiyonası’nda ikincilik kürsüsüne taşıdı. Çok başarılı bir koç. Onunla çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum. Bu sene Avrupa Altın Ligi’nde, Avrupa Şampiyonası’nda ve Olimpiyat Elemeleri’nde mücadele edeceğiz. Geçen sene VNL biletini son maçta kaybettik. Küba ile son maçta eşleşmek bizim için şansızlık oldu. Çok güçlü bir ekipler ve bence VNL’de çok güzel işler başaracaklar. Bu sene Küba yok artık. Şansımız daha yüksek. Umarım VNL’e yükselebiliriz. Elbette daha önce Altın Ligi’ni kazanmamız lazım. Son 2-3 senedir final oynuyoruz umarım bu sene de tekrarlar ve VNL için final oynayabiliriz. Bu sene Altın Ligi’nde Konya’da ve Ankara’da oynayacağız. Kendi evimizde oynamak inanılmaz güzel oluyor. Tribünler hep dolu oluyor ve sürekli bizi destekliyorlar.

Filenin Efeleri kadrosuna ilk çağrıldığın zaman neler hissettin?

Çok heyecanlandım elbette. Çünkü her sporcunun hayalidir milli takım forması giymek. Galatasaray – Arkas Spor maçında gösterdiğim performans Nedim Özbey’in dikkatini çekmiş ve beni o yüzden çağırmış. Bana bu şansı verdiği için tekrar tekrar teşekkür ediyorum.

A Milli Erkek Voleybol Takımımız olimpiyat hedefliyor, elemelerdeki rakiplerimiz belli oldu. Kura ve rakipler hakkında ne düşünüyorsun?

A Milli Erkek Voleybol Takımı olarak hedefimiz elbette olimpiyatlara gitmek. Bunu başarabilecek bir kadroya sahip olduğumuzu düşünüyorum. Grubumuz kolay değil ama çok da zor bir grup da değil. Olimpiyat elemelerinde her maç çok iyi oynamamız

Voleybolda ulaşmak istediğin bir nokta var mı? Milli Takımlar ve kulüpler düzeyinde hedeflediğin en son nokta nedir?

Bireysel anlamda kazanmak istediğim çok fazla hayalim yok. Ama takımla bir Şampiyonlar Ligi kazanmayı çok isterim. Milli Takım düzeyinde ise olimpiyat kazanmak.

Bu sene CEV Kupası’nda Adis’in forma giydiği Modena ile oynadınız ve onunla ilk kez rakip oldun. Maç esnasında neler hissettin, mesela ailen kimi destekledi?

Adis benim için önümdeki en büyük rol model. Ona rakip olmak beni inanılmaz heyecanlandırdı. Karşılaşma esnasında ona karşı kötü oynamak istemedim. Servise geldiğim zaman “İnşallah kaçırmam” diye dua ediyordum. Ona blok yapmayı çok istedim ama o beni blokladı. (Gülüyor) Ailem “Tarafsız kalacağız” dedi ama inceden beni desteklediler. Çünkü Modena çok güçlü bir takım, e tabi Adis oynuyor. Abim olduğu için söylemiyorum, o şu an dünyanın sayılı çaprazlarından biri. İnşallah bir gün onun seviyesinde oynayabilirim.

Sosyal medya ile aran nasıl? Mesajları ve voleybol yorumlarını okuyor musun?

Sosyal medyayı çok fazla kullanmıyorum, çok aktif değilim. Kendimi frenlemeye çalışıyorum. Maçtan çıktığımız zaman özellikle bakmamaya çalışıyorum. Arkadaşlarımla vakit geçirmeyi daha çok seviyorum. Boş günlerimde bireysel olarak kendimi geliştirecek antrenmanlar yapıyorum.  

Voleybolcu olmasaydın hangi mesleği seçerdin?

Voleybolcu olmasaydım ne yapardım inanın bilmiyorum. Eğitim hayatımda çok başarılıydım. Babam bize “Voleybolcu olmazsanız eğer size inek alırım onlara bakarsınız” derdiBüyük ihtimal ineklerle zaman geçirirdim. Geleceği düşünmek için çok erken. Şu an voleybol oynuyorum ve voleybolu öğrenmeye devam ediyorum. Voleybolda kalmayı çok isterim ama elbette zaman gösterecek neler olacağını.

KISA KISA

Voleybol stilini tek kelime ile nasıl anlatırsın?

Hücumcu

Kritik anda blok mu, ace mi?

Blok

Maça çıkmadan önce bir totemin var mı?

Dua etmek.

Erkeklerde favori ilk 6’n?

Luciano De Cecco – Adis Lagumdzija

Wilfredo Leon – Uroš Kovačević

David Smith – Marko Podrascanin

Fabio Balaso

Kadınlarda favori ilk 6’n?

Joanna Wolosz – Tijana Boskovic 

Gabi Guimaraes – Jordan Larson 

Eda Erdem Dündar – Robin De Kruijf

Monica De Gennaro

CEV Erkekler Şampiyonlar Ligi’nde kim şampiyon olur?

ZAKSA. Antrenör değişse de sistemi çok iyi kurdular.

Rakip olarak oynarken en çok zorlandığın oyuncu?

Wouter Ter Maat

En bilinmeyen yönün?

Çok iyi yemek yaparım. Özellikle bolonez soslu makarna. 

En sevdiğin deplasman?

Altekma deplasmanı. Çünkü bir yolculuk yapmıyorduk, İzmir’de kalıyorduk. Bu çok güzeldi. (Gülüyor.)

En sevdiği dizi?

How I Meet Your Mother – Friends

En sevdiği film?

Leonardo Da Vinci

 

Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.