Bu sezon Karşıyaka forması altında başarılı bir sezon geçiren, sahadaki sempatikliğiyle ve güzelliğiyle dikkat çeken Karşıyaka’nın başarılı sporcularından Filiz Özgür ile play off finalleri öncesi keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Filiz Özgür, hakkında merak edilenleri ve final grubu öncesinde düşüncelerini Voleybolunsesi okuyucuları ile paylaştı…
– Kendinizden bahsedebilir misiniz ?
1985 Bulgaristan doğumluyum. Ailem Bursa’da yaşıyor ama ben Ankara’da İnterfarma Spor Kulübünde yetiştim. Ankara Gazi Üniversitesi Spor Akademisi’nde okuyorum.
– Voleybola ne zaman başladınız ve hangi takımlarda oynadınız?
Voleybola ilkokulda başladım ve boyum uzun olduğu için Bursa Belediye Spor Kulübüne yönlendirildim. Oradan da Ankara İnterfarma Spor Kulübüne 14 yaşında transfer oldum. 5 sene orada oynadım ve Kulübümüz kapanınca sırasıyla Gaziantep Şahinbey Belediye, Gazi Üniversitesi, Emlak TOKİ, Ereğli Belediye, Coşkunöz, Tarım Spor, Beylikdüzü Belediye, Bakü iktisat, Yeşilyurt ve bu sene de Karşıyaka Spor Kulübünde görev alıyorum.
– Bu yıl başarılı bir grafik sergilediniz, başarının sırrını bizimle paylaşır mısın?
Ciddi bir sakatlığı olmayan, kendine güvenen her sporcunun iyi bir sezon geçireceğine inanıyorum. Bir kaç sezondur kötu geçirdiğim sezonlarımın sebebiydi sakatlık, çok şükür bu sene sağlık dolu bir seneydi. Birde İzmir çok güzel bir şehir, keyifli bir şehirde spor yapmak ayrı bir motivasyon katıyor 🙂 tabi Karşıyakalı taraftarlarında etkisi var. kafkafkafsisisikafsinkafsinkaf 🙂
– Yarı finaller ve final grubu için neler söyleyeceksin?
Çok geniş bir kadroya sahibiz, yarı finalleri zorlanmadan atlattık, finallerde de takım olarak kendimize çok güveniyoruz ve zorlanmadan lige çıkacağımıza inanıyoruz. Çünkü takım arkadaşlarıma çok güveniyorum, görev alan herkes bu sorumluluğun farkında olarak oynuyor. Bu da bizi diğer takımlardan önde tutan en büyük özelliğimiz. Takım arkadaşlarımı buradan kucaklıyorum ve son olarak diğer takımlardan bizim avantajımız Karşıyakalı olmamız. Karşıyaka taraftarlarının destekleri de bize ayrı bir motivasyon katıyor, taraftarlarımıza da buradan destekleri için teşekkür ediyor ve bize desteğini eksik etmeyen sevgili başkanımız Şeref Tufanyazıcı’ya da sevgi ve saygılarımı yolluyorum.
– Sezon bittikten sonra neler yapmayı planlıyorsun?
Önce koşarak evime anneme babama gideceğim, ağabeyimin düğününü yapıp ve en yakın dostumu nişanlandırıp, evimde biraz dinleneceğim. Tabi bu arada fitnes antrenmanlarına da en az haftada 3 kez devam edeceğim… Eee bu yoğun tempodan sonra da güzel bir tatili hak ettiğime inanıyorum 🙂 Yeni yerler, yeni insanlar, yeni lezzetler keşfetmek için dünya beni bekliyor 🙂
– Forma numaranın özel bir anlamı var mı?
Senelerdir 11 numara giyiyordum ama numara takıntımı yenmek için artık numara seçmiyorum. En son kalan numarayı alıyorum ve o seneki şans numaram o oluyor. Bu sene de 10 numara kaldı, 10 numaranın şansını sevdim 🙂
– Voleybol izleyicileri seni Cansu Dere’ye benzetiyorlar bu konu hakkında neler söyleyeceksin?
Bunu söyleyen birçok kişi oldu ama benzediğimi sanmıyorum…
– Hobilerin nelerdir, boş zamanlarında neler yaparsın?
Fotoğraf çekmeyi çok seviyorum, kitap okumak, sinemaya gitmek ve sevdiklerimle kahve keyifleri vazgeçilmezlerim arasında. Geniş zamanlarımda gezmek ve yeni yerler görmek de en büyük zevkim…
– Çektiğin profesyonel fotoğraflarından en sevdiklerini paylaşabilir misin?
Tabiî ki, birkaçını sizin için yollayacağım.
– Peki en son okuduğun ve en sevdiğin kitaplar hangisi?
Son zamanlarda Paulo Coelho’nun kitaplarına sarmış durumdayım. 11dakika, Elif, Veronika Ölmek İstiyor ve şimdi de Simyacı’yı okuyorum.
Önerebileceğim aslında çok kitap var ama aklıma gelen birkaçını yazabilirim.
Shantaram- Gregory David Roberts
Alamut Kalesi-Wladimir Bartol
Uçurtma Avcısı-Khaled Hosseini
Solo-Rana Dasgupta
Tanrılar Okulu-Stefano Ellio Danna
– Formunu nasıl koruyorsun? Antrenman ve maç öncesi yemene ve içmene dikkat eder misin?
Kesinlikle ediyorum, muhakkak sabahları çok iyi bir kahvaltı yapıyorum ve o gün çift idman varsa daha fazla karbonhidratlı yiyecekler seçiyorum. İdmanlardan önce karnımın aç olmasına dikkat ediyorum. Tok iken oynayamıyorum ve maçlardan önce muhakkak Türk kahvesi veya nescafe içme alışkanlığım var.
– Özel hayatta veya takım arkadaşların arasında bir lakabın var mı?
Yakın arkadaşlarım fifi ve takım arkadaşlarım da genellikle filizka derler:)
– Sevdiğin müzik ve sanatçılar kimler?
Norah Jones, Portishead, Paolo Nutini, Bob Dylan, the Tational, Coldplay, Duman, the Cure, MFÖ, Zuhal Olcay, Suzan Kardeş. O günkü ruh halime bağlı, aslında liste epey kabarık ilk aklıma gelenler bunlar…
– Beni kırmayıp röportajı geri çevirmedin. İnsanların seni tanıması için güzel bir söyleşi olduğunu düşünüyorum. Son olarak söylemek istediğin bir şey var mı?
Spor hayatım boyunca bana, olumlu olumsuz yaşattıkları her şey için tüm antrenör ve takım arkadaşlarıma, camiamıza teşekkür ediyorum…. Ve bana bu söyleyişte emeği geçen Recep arkadaşıma ayrıca teşekkür ediyorum…
(Filiz Özgür’ün objektifinden bir kaç kare…)
Comments are closed.