Maraton koşucusu sprinteri yendi

Fenerbahçe HDI Sigorta’nın sponsordaşı Galatasaray HDI Sigorta’yı taraftarı önünde devirdiği maç, oldukça gerilim içeriyordu. Kısa bölümlerde mükemmel mücadele ederek seriler üreten Cimbom, kritik anlarda basit hatalar yapınca standart çizgisini daha uzun zamana yayan Sarı Kanarya’ya diş geçiremedi.

Servis yağmuru rakibi dağıttı

Üçüncü set haricinde çok daha iyi servis atan ev sahibi takımda hemen her oyuncu rakibin canını yaktı. Emre Savaş ile başlayan manşet bozucu servisler, Yacine Louati ile devam etti ve ilk set çok farklı bitti. İlerleyen anlarda bu kervana Kaan Gürbüz, Saeid Marouf ve Alexandre Ferreira da katılınca sarı kırmızılılarda başta libero Beytullah Hatipoğlu olmak üzere manşet bekleyenler çok sıkıntı yaşadı. 

Bunun yanı sıra Savaş’ın mükemmel oyunu (%69H, 1Srv. 2B 12S) sarı lacivertlilere maçı getiren bir başka faktördü. Özellikle Ferreira ve Ahmet Tümer’in neredeyse olmadığı 2.sette sürükleyici bir rol üstlenen milli orta oyuncu, setin sahadaki en skorer oyuncusu idi. 

Marouf’un eline gelen her topta takımı hızlandırması ve pas çeşitliliğini mükemmel uygulaması haricinde çok da göze çarpan bir oyun yoktu Fenerbahçe adına. Ancak kritik anlarda rakibinin aksine doğru tercihleri yapması, kaybedilen setin son servisini kaçırma haricinde basit hata yapmaması, sarı lacivertlilere maçı kazandıran unsurlardandı.

Hücuma daha erken gitmeli

Ahmet Tümer, Türk voleybolunun geleceğinde söz sahibi olabilecek kapasitede bir genç orta oyuncu. Tümer için yapılması gereken en önemli öneri, özellikle avanta toplarda hücuma daha hızlı girmesi gerektiği olmalı. Bugünkü maçta üst üste göze çarpan hücumlarında Tümer, top Marouf’un elinden çıktıktan sonra hücuma gidip karşıdaki blokçuya takılma riskini arttırıyor. Halbuki top pasörün elinden çıkmadan sıçrayarak yükselen topa vursa, hem bloğa yakalanma riskini azaltacak, hem de rakibin orta oyuncusunu her halükarda köşeden uzak tutmuş olacak.

Son ralliyi iyi incelemeli

Galatasaray HDI Sigorta’nın bu maçı kaybetmesinin tek sebebi yukarıda yazılı satırlar değil. Farklı etkenler arasında en önemlisi, dönüm noktalarında yapılmaması gereken hatalar olarak sayılabilir. Son rallide (24:23) defans dahi yapılmışken topun hücuma çevrilmesi adına antenin dışına çok yüksekten uzatılması ve sayının rakibe hediye edilmesi gibi örnekler, bugün olmaması gereken kadar fazlaydı. Thomas Edgar’ın vurulmaması gereken topları zorlayarak dışarı atması, Burak Güngör ve Yasin Aydın’ın -karşıda aktif blok varken- filenin çok içine girmiş pasları zorlayarak bloğa yakalanması, Güngör’ün arka oyuncu iken ön alan ihlali ile hücum etmesi ve kritik anlarda -içeri düşse dahi rakibi bozmayacak- servislerin kaçırılması, Cimbom’un üzerinde çokça düşünmesi gereken durumlar.

İlk setin ortalarında sakatlanarak 3.sete kadar kenarda kalan Morteza Sharifi’nin yokluğu, sarı kırmızılılar için önemli bir kayıp olarak düşünülebilir. Ancak İranlı smaçör yokken rakibi yakalayan takımın -erkek voleybolunda bu seviyede pek görülmeyecek şekilde- rakibine üst üste 7 sayı vermesi, bir oyuncunun yokluğu ile izah edilemeyecek kadar beter bir durum.

Sarı kırmızılıların zorlayıcı servisler karşısında manşet sıkıntısı yaşaması doğal. Doğal olmayan ise Galatasaray HDI Sigorta’nın zaman zaman zor olmayan servisler karşısında da bocalamasıydı. Böyle olunca da galibiyet bir hayli zordu.

Bütün bunlara rağmen üçüncü setteki mücadeleci oyun ve kaptan Selçuk Keskin’in adeta resital vermesi (3B, 5S, setin en skoreri) Cimbom için bir umut ışığıydı. Ancak geriden gelinip sete ortak olunmasına rağmen en kritik anlarda üst üste 2 servis kaçırması ve son rallideki basit hata, rakibin de aman aman oynamadığı bir günde gelebilecek puan ya da puanları engelledi.

Genç oyuncu nasıl delirtilir?

Dördüncü sette skor 5:4 iken Fenerbahçe HDI Sigorta hücumunda top elden sekerek sarı kırmızılıların sahasına düşüyordu. Servisi atan genç orta oyuncu Emir Kaan Öztürk, pozisyon gereği 5 numarada defansa gitti, ancak elden seken top kendisini yanıltınca defansı istediği gibi yapamadı ve takımı sayıyı kaybetti. Öztürk’ün pozisyonda hiçbir suçu yokken önce Sharifi, sonra Oğuzhan Karasu ve en sonunda da libero ile değişmek için kenara gelirken teknik direktörü Umut Çakır tarafından hata yaptığı için uyarılması, genç oyuncuyu adeta delirtti! Kenarda sinirden çılgına dönen oyuncu, “Hep ben mi hatalıyım? Hepsi mi benim suçum?” derken kendisinden tecrübeli oyuncular Öztürk’ü sakinleştirmeye çalıştı. 

Türk voleybolunda oyuncu kolay yetişmiyor, yetişenlere de böyle davranmak doğru mu diye düşünüyor insan.

Böyle bir günde küfre gerek var mıydı?

File arkası üst tribünde bulunan 100-150 kadar Fenerbahçe taraftarı, sevdalısı olduğu takımın zaferini kutlamak yerine çoğu zaman rakibine küfretmeyi tercih etti. Böylesi zor günlerden geçtiğimiz bir dönemde kulüpler zorda kalan insanlarımıza yardım etmek adına tarihi bir rol üstlenerek dayanışma içerisine girmişken bu nasıl bir davranıştır? 5-10 dakikada bir yetkilileri zafer kutlaması yapmak yerine kendilerini uyarmaya zorlamak, Fenerbahçeliliğe yakışıyor mu? Hakemin 2 uyarı vermesi, neredeyse maçın durdurulup salonun boşaltılması noktasına gelinmişken sahada ter akıtan sporculara haksızlık değil mi bu davranış? Kulübe verilecek ceza hiç mi umurunuzda değil?

İyi başladı kötü bitti

Nurper Özbar-Mehmet Topal ikilisi, her iki çizgi hakeminin de kötü performans sergilediği günde onların da hatalarını kapatarak başladı bu zorlu maçı yönetmeye. Ancak ilerleyen bölümlerde küfürler ve sahadaki gerginlik, hakem ikilisini de zorlamaya başladı. Üçüncü sette sarı kırmızılıların rakip hücuma yaptığı defans ayaktan çıkmışken Özbar’ın “topun yere değdiğini belirterek” sayıyı sarı lacivertlilere vermesi, set sonucunu değiştirmedi.

Ancak aynı sette skor 5:6 iken hücum eden Louati file temas edince Topal düdüğünü çalıp teması yapanın blok tutmaya çalışan Edgar olduğunu belirtti. GDS itirazı kararı düzelttiyse de Topal bu hatayı unutamadı. Bu nedenle 4.sette skor 12:9 iken Fenerbahçe defansında sarı lacivertlilerin anten dışından karşıya geçen topu geri çevirmesine kayıtsız kalamadı. Önceki hatalı kararı düzeltmek için midir bilinmez, bir müddet sonra düdüğünü çaldı ve topun anten içerisinden geçtiğini belirtti. Bu karar saha içerisinde zaten yükselen gerilimi doruğa çıkardı. 

Akabinde Marouf’un fırsat buldukça Topal’la oynamaya başlaması, sarı kırmızılı takımın kenar yönetimini de kızdırdı ve gerilim maç sonuna dek bitmedi. Öyle ki, gözlemci Erdal Fındık, normal maçlarda göremeyeceğimiz sıklıkta kenar yönetimi ve yedek oyuncularla hoş olmayan diyalog içerisine girmek durumunda kaldı.

Voleybol dolu günler dileğiyle,

Kayhan Kösem

kkayhan@hotmail.com

Haberi Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.