Olimpiyatların Ardından

2008 Pekin Yaz Olimpiyatları biteli bir hafta oldu; On beş gün boyunca nefes nefese, yetişebildiğimizce olimpik müsabakaları izledik. Organizasyonun mükemmelliğini ve sporcuların performanslarını hayranlıkla alkışlayarak takip ettik. Kuşkusuz organizasyonun mükemmelliği, sportif başarıları da oldukça destekledi. Birçok dünya ve olimpiyat rekorunu – hem de kırılamaz denenlerde bile – beraberinde getirdi.
      
12. Olimpik Salon Voleybolu ve 4. Olimpik Plaj Voleybolu turnuvasında ise A.B.D. ve Brezilya hegemonyası hâkimdi. Salonda bütün finaller bu iki ülke arasında oynanırken sadece Plajda kadınlarda A.B.D.’nin rakibi Çin oldu. Bizlere ise bunun yorumunu yapmak kaldı.
      
Voleybol, temel teknikleri en zor öğrenilen, bu tekniklerin mükemmelleşmesi ise oldukça uzun zaman alan bir branştır. Bunun yanı sıra günümüz voleybolu hem kadınlarda hem de erkeklerde fiziksel kuvvetlilik açısından üst seviyeye gelmiştir. Yani temel teknikleri ve fiziksel performansları üst seviyede olmayan takımların üst sıralarda yer almaları mümkün değildir. Bu iki özelliği bünyesinde bulunduran A.B.D ve Brezilya takımlarının finale gelmesi hiç de sürpriz olmamıştır.
      
Erkekler Salon Voleybolu finalinde, A.B.D.  Brezilyayı hücum gücüyle dize getirmeyi bildi. Turnuvanın MVP’si seçilen Clay Stanley’nin hem serviste hemde hücumdaki şiddetine, Gilberto Godoy Filho (Giba) ile karşılık veremeyen Brezilya gümüş madalyayla yetinmek zorunda kaldı. Kadınlar Salon Voleybolunda ise takım savunmasını (servis karşılama, blok ve hücum karşılama) daha iyi yapan Brezilya ipi birinci olarak göğüslemeyi başardı. Erkekler Plaj Voleybolunda Todd Rogers
Ve Phil Dalhausser ikilisi finalde Fabio Luiz Magalhães ve Marcio Araujo ikilisini yenerek A.B.D.’ne bir altın madalya daha kazandırdılar. Kadınlar Plaj Voleybolunda ise finalin adı A.B.D. – Çin oldu.  Walsh – May-Treanor ikilisi favori oldukları turnuvanın finalinde Tian – Wang ikilisini rahat bir oyunla yenerek şampiyonluğa ulaştılar.
        
Özellikle salon takımlarının sorumluluk yüklenen oyuncularına bakıldığında, yaş ortalamalarının dikkat çekici şekilde yüksek olduğu gözden kaçmamaktadır. Buda yıllarca deneyim kazanmış, tekniklerini mükemmelleştirmiş(basit hata yapmayan) sporcuların sahada olduğu anlamına gelmektedir. Voleybol bir hata oyunudur ve az hata yapan maçı kazanır, bu olguda deneyimi ön plana çıkarır.
        
Şimdi acaba ulusal planlarımızı gözden geçirmeli miyiz? Bizlerin, yaşlandı gerekçesiyle kadrolarımıza almadığımız oyuncularla yaşıt sporcuların, Olimpiyat madalyalarını boyunlarına taktıklarını gördükçe; Zaten zor yetiştirdiğimiz değerlerimizi çok mu kolay harcıyoruz diye düşünmeli miyiz?

Emrah AKSOY
emrahaksoy_@hotmail.com


Haberi Paylaş

Comments are closed.