Çok tanıdık bir sima bu ay röportaj konuğumuz. Hani neredeyse herkesin hafızasında yer etmiş bir isim diyebilirim kendisine. Geçen sene oynanan Ziraat Bankası-Fenerbahçe maçında Fenerbahçeli taraftarların önce sataştığı ardından maç bitiminde tribünlere çağırdığı Soner Mezgitçi İsviçre’de Chirismans tatilini fırsat bilerek soluğu İstanbul’da aldı. Biz de kısıtlı vaktinde kendisiyle bir araya geldik ve güzel bir söyleşi yaptık.
–İsviçre’de Chenois Türk voleybolcular ile ayakta duruyor. Ligdeki durumunuz nedir?
Evet Ulaş Erkan’dan sonra ben de bu sene oradayım. Şu an ligde play oflar oynanıyor. Şu an Amrisviel ile yarı final serisi oynuyoruz. Ligde normal sezonu 3. tamamladılar. En son bir Sırp oyuncu aldılar. 6 yabancıları oldu. Biz elimizden geleni yapıp finale çıkmak istiyoruz. Ulaşların olduğu dönemde takım çok daha iyiymiş. takımı daha iyiymiş. O zaman 4 yabancı oynuyormuş. Şimdi 2 yabancı var. 2 tanede genç oyuncu kadroda yer alıyor.
–Nasıl oldu İsviçre’te transfer. Ben senin birçok yerle konuştuğunu biliyorum?
Estonya’dan teklif geldi aslında orayla anlaştık sözleşme gönderdiler sonra oranın neden olmadığını ben de bilmiyorum. Orası olmayınca Yunanistan’dan ve İsviçre’den aynı anda teklif geldi. Yunan takımının maddi sıkıntıda olduğunu duyduk. İsviçre aklıma daha çok yattı. Hem Avrupa’nın göbeğinde bir şehir Avrupa’da ilerleyebilirim diye düşündüm. Fransa ve İtalya’ya yakın olduğu için orayı tercih ettim. Ayrıca Avrupa Kupası’nda da oynayacaklardı. Bütün bunlar oraya gitmemde önemli rol oynadı.
–Avrupa’nın göbeğinde bir şehir dedin diğer ülkelerden liginiz takip ediliyor mu?
Özellikle hazırlık kampları Fransa’da oluyor. Bizim ligi de Fransız menajerler takip ediyor.
–Avrupa’daki hedeflerin ne? Mesela bir İtalya Ligi’ne giden ilk Türk oyuncu olabilir misin?
Bence gerçekçi bakmak gerekirse Türkiye’den İtalya’ya gitmek biraz hayal. Milli takımımız Avrupa’da bir yerlere gelmedikçe Türk voleybolcusunun Avrupa takımlarında oynama şansı az. Her şeyden önce önyargılı bakıyorlar. Ben bunları yaşadığım için biliyorum. Finlandiya oyuncularına bakıyorsun 2 sene önceye kadar isimleri voleybol piyasasında yoktu yakaladıkları çıkışla birlikte şimdi onlar İtalya liginde kendilerine yer bulmaya başladılar.
Baktığın zaman Fransa Ligi bana daha gerçekçi geliyor. Orada oynamak isterim.
–İsviçre Ligi ile Türkiye Ligi arasındaki fark nedir?
ilk 5 takım çok iyi diğer 3 takım zayıf. Türkiye ligi 1 gömlek daha üstün ama İsviçre’deki voleybol mantalitesi bu eksikliği kapatıyor. Biz de olduğu kadar İsviçreli oyuncular baskı altında bırakılmıyor. Bizde siz oynayacaksınız yabancı oyuncular size yardım edecekler gibi bir politika var. Burada ise yabancı oyuncunun kotu oynama gibi bir lüksü yok.
–İsviçre’de geliştiğini düşünüyor musun?
Yabancı oyuncu olduğum için takımın yükü benim üzerimde. Oynamadığım zaman takım kaybediyor. 3 haftalık sakatlığım döneminde bunu gördük. O yüzden daha fazla dikkat ediyorum kendime. İyi antrenman yapıyoruz. Maçlarda daha çok top aldığım için de geliştiğimi düşünüyorum.
–Türkiye Ligi’ni takip edebiliyor musun?
Mümkün olduğunca takip ediyorum ama en çok Halk Bankasını izledim. Birkaç kez de Arkas ve Fenerbahçe maçlarına baktım.
–Favorin var mı?
Arkas. Bence bu sene de şampiyon olurlar. İyi bir pasör daha aldılar. Çekirdek kadrolarını koruyup iyi oyuncularla takviye ettiler. Halk Bankası ile final oynarlar.
–Basın’da çok fazla yer alıyorsun. Biz de basındaki haberlerine yer veriyoruz. Oradaki ilginin nedeni ne?
İsviçre basını sizden daha iyi durumda. İlgi bakımından çok üstünler. Burada Sabah, Hürriyet ayarındaki gazeteler orada voleybola geniş yer ayırıyor. Orada gazeteyi açtığın zaman her hafta sonu bir voleybol köşesi görüyorsun. Maçlar çok yer alıyor. Buna paralel olarak da insanlar voleybola ilgi duyuyor.
–Seyircinin ilgisi de fazla demek ki.
Gittiğimin ikinci haftası şok oldum. Yolda beni çevirip bir sonraki maç ne olur diye sordular. Taraftarın ilgisi çok güzel her zaman dolu tribünlere oynuyorsun. Deplasmanlarda bile öyle. İlgi her zaman voleybolcunun üzerinde.
–Milli takımının durumunu nasıl değerlendiriyorsun. Milli Takım derece elde etmedikçe Türk oyuncuların işi Avrupa’da zor demiştin?
Milli takımda çok iyi oyuncular var. Ulaş’ın Milli Takım pasörü olması ayrı bir dinamizm getirdi. Nuri, Volkan kaliteli oyuncular. Yasin’in Milli takıma alınmasında geç kalındı. Ben onun Milli takıma çok şeyler katacağını düşünüyorum. Olimpiyat elemelerinde iyi mücadele ettiler. Ama her şey tecrübeye paralel gelişiyor. Antrenmanla olmuyor sadece bu iş. İyi hazırlık maçları yapılması gerekir. Yukarda Finlandiya örneğini vermiştim. İddia ediyorum Erkek Milli takımını Dünya Ligi’ne sokarlarsa 2009’da Avrupa Şampiyonu oluruz. Bizim çok iyi bir potansiyelimiz var.
–Boş zamanlarında neler yapıyorsun?
Fransızca dersleri almaya başladım. Takım kaptanı Ralph onunla iyi anlaşıyoruz.
Arkadaşlık çok güzel turnuvalar olduğunda hep beraber geziyoruz. Onun dışında evde oluyorum. Bilgisayar başında oluyorum genelde.
–İstanbul’u özlemiş misin?
Türk yemeklerini annemi çok özledim. Boğazı özlüyorum Arkadaşlarımı çok özlüyorum. Geldiğimde zamanım çok kısıtlı olduğu için hepsine vakit ayıramadım. Yapı olarak arkadaşlıkları dostlukları hayatımın hep ön planında tutmuşumdur. Buradan aracılığınızla Levent’e sevgiler Levent’ten özür diliyorum.
Soner İstanbul’a geldiği günden itibaren o kadar doluydu ki arkadaşlarıyla vakit geçirebilmek için adeta saniye hesabı yaptı. Röportaj yaptığımız 2 saat boyunca elinden cep telefonu düşmedi. Hatta bazı arkadaşlarını görebilmek için onları röportaj yaptığımız Gloria Jean’s Coffees’e davet etti.
Comments are closed.